Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) 13’üncü Genel Kurulu konuşmalarla devam ediyor. HDK Eş Sözcüleri Cengiz Çiçek ve Esengül Demir’den sonra Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan kürsüye çıktı.
Konuşmasına HDK’nin mücadelesi ve örgütlenme potansiyeline değinerek başlayan Bakırhan, “HDK’ye benzer başka bir form var mı dünyada bilmiyorum ama çok önemli olduğunu biliyorum. Bugün en çok mücadele edenler HDK’nin suyunu içenlerdir. HDK, toplumun yok sayılanlarını örgütlüyor. Bildiğimiz formların dışından en aşağıdan yukarıya doğru örgütlüyor. Bu yüzden önemlidir. Farklı olan herkesin inancını, kimliğini, sınıfını öne koyar. Umut burasıdır. Gerekli olan noktada olmayabilir ama bu HDK’nin önümüzdeki dönem büyüyerek, fikriyatına uygun bir yere gelmeyeceği anlamına gelmiyor. Ciddi bir örgütlenmeyle, demokratik bir ülke ve ulus mücadelesine büyük katkılar sunacağına inanıyorum. Bugün HDK’nin meclis tipi örgütlenmesinin ne kadar önemli olduğunu gördük. Ülkede ciddi ekolojik, ekonomik, kadın katliamları var. HDK yeterince örgütlenirse bunları engeller. Bu yüzden DEM Parti olarak HDK’yi önemsiyoruz. Bu yüzden de daha örgütlü ve ortak bir mücadele ortaya koymalıyız” diye belirtti.
‘SÜREÇ TARAFLAR ARASINDA OLUR’
Ortadoğu’da emperyalist krizin kendini gösterdiğini ifade eden Bakırhan, sistemin ayakta durmak için savaştan beslendiğini söyledi. Bakırhan, “Bu Türkiye’yi ne kadar etkiler tartışabiliriz. Yarının ne olacağını biz de merak ediyoruz. Mevcut durumu fırsatlar da krizler de ortaya çıkarabilir. Mevcut durumu değerlendirmek hepimizin görevi. Ortadoğu’daki girdaba kapılmamamız için ülke içindeki Kürt sorunu çözülmeli ve Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması, arkadaşlarıyla konuşması gerekiyor. Belli ki egemenlerde bunu kendilerince okuyor. Son günlerdeki tartışmalar bir şey kazandırır mı ya da daha çok bir tasfiye süreci mi oluşturur göreceğiz. Yeni bir süreç başlamış gibi gösteriliyor. Ama süreçler taraflar arasında olur. Sürecin diğer tarafları da ne öneriyor, bunu halkın bilmesi lazım. Ama her şey Türk tipi olduğu için bu da öyle . Türkiye kendince bir şeyler söylüyor. Bu yüzden bur tartışmalar bir süreç değil, ama biz bir sürece evirilmesini istiyoruz. En önemli mesele olan Kürt meselesini çözmek istiyoruz. HDK ve biz bunun için varız. Bu tartışmalar o sürece evrilir mi, bilmiyorum. Ama hükümetler hiçbir zamanlar alın teri döken taraflarla tartışmalara girmiyor. Bu tartışmaların sürece dönüşmesi bizim en temel görevlerimizden biridir. Tekrar ediyorum. Sayın Öcalan’ın fikirlerinin halklara ulaşması gerekiyor. Bir de bu kullanılan dilin terk edilmesi gerektiğini söylüyoruz” ifadelerini kullandı.
Kürt sorunu kapsamında yürütülen tartışmalara ve süren baskılara işaret eden Bakırhan, şöyle devam etti: “Bir süreçten bahsediyoruz ama diğer taraftan doludizgin baskılar devam ediyor. Bunu Esenyurt’a kayyım atanmasıyla gördük. Bunlar bu tartışmaları bu şekilde yürütürlerse bir şey çıkmaz. Bu tartışmaları yapan iktidara buradan sesleniyorum; halkın iradesine kayyım atayarak bu tartışmaları bir şeye eviriltemezsiniz. Bu kandırmaca politikalara inanacak değiliz. Dolayısıyla hükümeti uyarmak istiyoruz. Bu tartışmaları niye başlattınız, zulüm politikalarını neden yürütüyorsunuz?.”
MA