Demokratik Kurumlar Platformu’nun PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun çözülmesi talebiyle Êlih’te düzenlediği “Demokrasi ve Özgürlük” mitingi coşkuyla sürüyor. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır’ın konuşmasının ardından yerlerine kayyım atanan Mêrdin, Êlih ve Xelfetî belediye eşbaşkanları sahneye çıktı. Kitle, bu sırada hep bir ağızdan “Batman sizinle gurur duyuyor” ve “Jin, jiyan, azadî” sloganları attı.
Ardından konuşan Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivisti Ayla Akat Ata, halkın kayyımlara “hayır” dediğini söyledi. Ata, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için miting düzenlediklerine işaret ederek, “Bu kararı (kayyım) verenler Êlihî tanıyorlar mı, biliyorlar mı? Biraz Êlih’i anlatalım. Bu halk 1970’lı yıllarda ‘Edip Solmaz’ dedi. Bu halk 2009’dan bu yana kayyımlara, gözaltılara rağmen, ‘Ben varım, Kürdistanlıyım’ diyen bir kenttir. Êlih, biraz Amed’dir, Sêrt’tir, Mêrdîn’dir. Ama Êlih hepsinin toplamıdır. Êlih ‘Kine em’ diyen Cegerwxîn’dir. Faili meçhul cinayetlerle sindirilemeyen, susturulamayan şehirdir. Bugün halkın iradesini gasp edenlere, korkulu rüyadır Êlih” şeklinde konuştu.
İKTİDARIN KORKTUĞU NEYDİ?
Kayyımların “kadın düşmanı” olduğunu söyleyen Ata, “Kayyım kadının özgür iradesinin düşmanıdır” dedi. “Kayyım atadınız diye Gülistan başkanımız oturdu mu?” diye soran Ata, “İki haftadır yanı başımızda, birlikte direniyoruz, kayyımı kabul etmiyoruz. Kayyım niye kadın düşmanı? Bütün kadın kurumlarımızın kapısına 2016’da kilit vurdular. Bu kadın kurumlarını utanmadan erkeklere kıraathane yaptılar. Orada oturan zihniyet, bizim mücadele gerekçemizdir. TJA’nın mücadele gerekçesidir. Biz o kurumlarda kadın bir araya gelsin, paylaşsın, üretsin, özgürleşsin, örgütlensin, bilinçlensin, özgür yaşamı inşa etsin istedik. İşte korkuları buydu. İşte korkuları buydu; ‘jin, jiyan, azadî’ diyen bir halk gerçekliğiydi. ‘Kadın özgürleşmeden, toplum özgürleşmez’ diyen halk gerçekliğiydi korkular. Mücadele edeceğiz, yeniden yaratacağız, örgütleneceğiz, bilinçleneceğiz” ifadelerini kullandı.
‘HALK ÖCALAN’IN SESİNİ DUYMAK İSTİYOR’
Kayyımların bir özel savaş politikası olduğunu söyleyen Ata, şunları söyledi: “Gençlerimizin ödediği bedel ortadayken, barış meselesini halkın gündeminden uzak bir şekilde ele almak isteyenler var. Sesimiz, sözümüz 1-2 haftadır devam eden direniş ve uygulanan devlet terörüne rağmen, bu meydanda bir aradayız. Sözümüzü söylemek için bir aradayız. Bu politikaya karşı bu meydandan cevap vermek lazım; TJA, yıllardır büyük bedeller ödeyen kadın hareketi. Bu halkın yıllardır en dinamik gücü olarak her yerde sözünü söyledi. ‘Demokratik çözüm ve nihayetinde barışa giden yol İmralı’dır’ dedi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın açmış olduğu yol, bu halkın el ele vererek, birlikte yürüyebilecekleri bir yoldur. Eksik olan nedir? Bu yolda yürümeye cesareti olmayan bir siyasi iktidar gerçekliğidir.
Bu halk ‘Sayın Öcalan siyasi irademdir’ dedi, size (iktidar) yol gösterdi. ‘İradesi irademizdir’ dedi, size yol gösterdi. Görmediniz, sustunuz. Kendiniz adaya gittiniz, görüştünüz. Artık bir mesafe kat edildi. Yanlış yapmaya kimsenin hakkı yok, bu halkı yanıltmaya kimsenin hakkı yok. Bu halk, Kürt kadınları, anneleri burada. 2013’te masaya oturup, görüşmelerin bir parçası olan Kürt kadın hareketi buradadır. Çözüm için bedel ödemeye hazır. Kolay olmayacak ama hangi bedel ödenirse ödensin, bu gerçek karşısında bunlar yaşanmamış, bu bilgiye sahip değilmiş gibi sorumsuz yaklaşmak bize haramdır. Sonuna kadar mücadele edeceğiz, yönetenleri çözüme davet edeceğiz. Kadınlar, anneler hazır. Muhataplar hazır olsun. Açın o kapıyı bu halk Sayın Öcalan’ın sesini duymak istiyor. Bu halk çözüm için söz söyleyecek herkesin sesini duymak istiyor. Bu halk Sayın Bahçeli’yi de, Erdoğan’ı da, Özer’i de dinledi. Herkesin sesine kulak veriyor ama kimin yalan, yanlış, kimin halkı yanılttığını, kimin doğru söylemediğini bilecek iradesi, doğruyu örgütleyecek gücü vardır.”
MA