PKK’nin, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” sonrası aldığı ateşkes ve fesih kararlarına rağmen Türkiye’nin saldırıları devam ediyor. Ateşkes kararının devam ettiği 27 Mayıs’ta yapılan saldırılarda HPG’li Ethem Kocaman (Welat Hêmin) yaşamını yitirdi.
‘SALDIRILAR GÜVEN KIRIYOR’
Kocaman’ın Amed’de yaşayan ağabeyi Adem Kocaman, saldırıların sürece zarar verdiğini ve güveni zedelediğini söyledi. Kardeşinin Kürtlere yönelik baskı politikalarına karşı PKK’ye katıldığını söyleyen Kocaman, “Kendimizi bildik bileli dilimiz üzerinde bir baskı var. Bir toplumun dili yasaklandığında ister istemez buna karşı bir isyan doğuyor. Ethem de bunlardan etkilenerek katılım yaptı” dedi.
Kürt sorununun anayasal düzlemde çözülmesi gerektiğini vurgulayan Kocaman, “Bize ‘eşit koşullarda yaşıyoruz’ diyorlar ama öyle bir şey yok. Bu anayasa değişmeden nasıl eşit olacağız? Bu sorun artık sadece Kürtlerin sorunu değil, aynı zamanda Türklerin de sorunu” diye kaydetti. Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla toplumda barışa dair bir umudun yeşerdiğine dikkat çeken Kocaman, kardeşinin hayatını kaybetmesi haberle birlikte sürece olan güvenlerinin kırıldığını kaydetti.
Kocaman, “Demokratik bir düzlemde bir barış mümkün. Fakat sürecin bu kadar uzatılması toplumda şüpheye neden oluyor. Türk toplumuyla kardeşiz, bir arada yaşıyoruz diyoruz. Ama bir arada yaşamanın koşulları var. Bu kapsamda anayasal güvencelerin olması ve Kürtlerin de tanınması gerekiyor. Yani bir halkın dilini kabul etmek bu kadar zor olmamalı” şeklinde konuştu.
‘SÜREÇ HUKUKİ ZEMİNDE YÜRÜTÜLMELİ’
PKK’nin çağrı sonrası kendisini feshettiğini hatırlatan Kocaman, şunları söyledi: “Senin karşındaki güç silahları bırakmışken neden askerlerini tekrardan savaşa sürüyorsun, derdin ne? Bu savaşın sürmesini mi istiyorsun? Bu yapılanlar bizde güvensizlik oluşturuyor. Çünkü savaş halinde olduğunuz kişiyle barışmayı istiyorsanız iki taraf da eşit şartlarda masaya oturtulmalı. Ama başkan (Abdullah Öcalan) hala cezaevinde. Operasyonların durdurulması gerekiyor. Kardeşim şehit düştü. Bu bize nasıl güven versin? Şimdi bu durum ister istemez insanda bir şüphe uyandırıyor. ‘Acaba kandırılıyor muyuz?’ şüphesi oluşturuyor. Tabi ki barışmanın da savaşmanın da kendilerine göre zorlukları var. Biz bunları yaşadık ama hala barış olsun istiyoruz. Sürecin yürütülmesi için her şey şeffaf ve hukuki zeminde yürütülmesi gerekir. Aksi taktirde güven olmaz.”
MA / Heval Önkol
