Onlarca ağır hasta tutsağın bulunduğu Antalya cezaevlerinde de birçok tutsağında yaşam hakkı tehlikede. Tutsak yakınları ve bölgede çalışma yürüten Antalya Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (Antalya TUAY-DER) duruma dair duyarlılık çağrısı yaptı. Antalya TUHAY-DER Eşbaşkanı Nazime Bayhan, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dikkati çekerek, Antalya’daki cezaevlerinde sağlık durumu kritik olan tutsakların her geçen gün ölüm sınırına itildiğini belirtti.
Durumu en ağır olan tutsaklar arasında Devrim Ayık, Burhan Güneş, Abdülhamit Özdemir ve Neslihan Çetin’in olduğunu söyleyen Nazime Bayhan, “Hasta tutsakların durumunu gündeme getirmeye çalışıyoruz, sürekli avukatlarımız gidip geliyor. Buna rağmen hiçbir şekilde iyileştirme yapılmıyor. Özellikle Neslihan Çetin’in durumu çok kötü ve baya ağırlaşmış durumda. Burhan Güneş’in 10’dan fazla hastalığı var. Hasta tutsakların tahliyesine yönelik yapılan girişimlere rağmen herhangi bir iyileştirme yok. Devlet bu süreçte samimiyse düzenleme yapmalı. Biz umudumuzu hiçbir zaman kaybetmiyoruz, mücadele etmeye devam edeceğiz. Hiç kimsenin bu süreçte sessiz kalmaması gerekiyor. Herkesin direnmesi gerekiyor” dedi.
ALERJİK HASTALIĞI
Prostat, şeker hastalığı bulunan ve Antalya’nın iklim koşullarından kaynaklı birçok alerjik hastalığı tetiklenen Manavgat S Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Kürt Sanatçı Axîn Biro’nun (İbrahim Ertaş) kızı Sarya Ertaş, Amed’de yaşadıklarını be bugüne kadar sevk taleplerinin dahi kabul edilmediğini belirtti.
Sarya Ertaş şunları dile getirdi: “Mevcut cezaevi koşulları, babamın tedavisi için kesinlikle yeterli değil. Tüm beklentiye rağmen, henüz sürecin cezaevlerine yansıdığına dair somut bir gelişme olmadı. Oysa bu sürecin ilk adımı, ağır hasta tutsaklar için atılmasıydı.”
TAHLİYE ÇAĞRISI
Manavgat S Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan bir diğer ağır hasta tutsak olan Neslihan Çetin ise zehirli guatr tedavisi gördükten sonra 2021 yılında tiroid bezleri alındı ve ömür boyu hormon ilacı kullanmak zorunda. Kızının ciddi sağlık sorunlarıyla mücadele ettiğini belirten baba Halife Çetin, sahip olduğu hastalıklar nedeniyle cezaevinde tutulmasının yaşam hakkını tehlikeye attığını ifade etti. Halife Çetin, “Muş’ta yaşıyoruz. Oraya sürekli gidemediğimiz için her hafta telefonla görüşüyoruz. Gerçekten bu durumda hiçbir şeye inanmıyoruz. O kadar görüşmeler oluyor ama ona rağmen herhangi bir gelişme yok. Devlete bu konuda güvenmiyoruz. Aile olarak elimizden bir şey gelmiyor. Muş’a yakın bir yere sevk edilmesi için taleplerimiz oldu hiçbiri kabul edilmedi. Annesi babası olarak yaşlıyız oraya gidemiyoruz, ama taleplerimiz kabul edilmiyor. Bu konuda iyileştirmelerin yapılmasını, tedavisinin yapılmasını ve tahliye edilmesini istiyoruz” diye konuştu.
MA
