Künye   Hakkımızda
24 Aralık 2025, Çarşamba
Politika Haber
  • GÜNDEM
  • EMEK
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • KADIN
  • GENÇLİK
Tüm Haberler
Sonuç Bulunamadı
View All Result
Politika Haber
Sonuç Bulunamadı
View All Result
Anasayfa Gündem

Aldar Xelîl: HTŞ, BAAS rejiminin farklı bir versiyonudur

PYD Eş Başkanlık Konseyi Üyesi Aldar Xelîl HTŞ, "Suriye halklarının taleplerini hiçbir şekilde temsil etmiyor. Bu yapı, devrimin sözcüsü ya da halkların iradesinin taşıyıcısı değil. Aksine, kurulan bu hükümet, özünde BAAS rejiminin farklı bir versiyonu niteliğinde" dedi.

24 Aralık 2025
Aldar Xelîl: HTŞ, BAAS rejiminin farklı bir versiyonudur
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsApp'ta Paylaş

Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) liderliğindeki Şam yönetiminin iktidara gelmesinin üzerinden geçen bir yılı ANF’ye değerlendiren PYD Eş Başkanlık Konseyi Üyesi Aldar Xelîl, Suriye’deki iktidar değişiminin halkın devrim talebinin doğal sonucu olarak değil, aksine dış müdahalede bulunan güçlerin Suriye sürecine dair oluşturduğu bir planın parçası olarak iktidara getirildiğini söyledi. Xelîl, “Özellikle Gazze’de yaşanan gelişmeler ve İsrail ile bazı bölge devletleri arasında ortaya çıkan savaş ve gerilimler sonrasında bölgesel dengeler değişti. Bu değişim, rejimin değiştirilmesi yönünde bir kararın alınmasında etkili oldu” dedi.

HTŞ’nin temsil Suriye halkının taleplerini temsil etmediğini ifade eden Xelîl, “Bu yapı, devrimin sözcüsü ya da halkların iradesinin taşıyıcısı değil. Aksine, kurulan bu hükümet, özünde BAAS rejiminin farklı bir versiyonu niteliğinde. Değişen tek şey ideolojik yönelimdir. BAAS Partisi kendisini geçmişte solcu bir çizgide tanımlıyordu. Bugün ise HTŞ, sağcı ve radikal bir ideolojik hatta dayanıyor. Bunun dışında ekonomi, adalet sistemi, parlamento anlayışı, devlet yönetimi ve çalışma biçimi bakımından ortaya çıkan tablo, Suriye’nin gerçek temsiliyetini yansıtmıyor” diye konuştu.

Şam yönetiminin fiiliyatta ülkenin büyük bir bölümüyle bağının koptuğunu ifade eden Xelîl, “Özellikle Türkiye’nin işgali altındaki bölgeler buna örnek teşkil ediyor. Şam’ın bu bölgelerde ne kadar etkisi var? Kurulan geçiş hükümeti, bir yıl içinde bu bölgelerde ne ölçüde varlık gösterebildi, kurumlarını kurabildi ve gerçekten ‘Burası Suriye toprağıdır’ diyebildi mi? Hayır. Bu bölgeler hâlâ Türkiye’nin işgali altında. Aynı durum sahil bölgeleri için de geçerli. Lazkiye ve Tartus Suriye’nin bölgeleri değil mi? Ancak Şam yönetimi bu bölgelerde de etkili bir temsiliyet kurabilmiş değil. Güney Suriye’de yaşanan gelişmeler sonucunda ise neredeyse yan yana duran, komşu iki devlet görüntüsü ortaya çıkmış durumda. Kuzey ve Doğu Suriye’de ise bir yönetim ve örgütlenme mevcut. Şimdiye kadar bir devlet kurumu burada faaliyet göstermiyor. Buna rağmen çeşitli anlaşmalar ve ittifaklar söz konusu. Sonuç olarak, bugün Şam’da yaşananlar esasen Şam ve Hama’nın bir kısmı ile İdlib’in sınırlı bir bölgesiyle sınırlıdır. Bunun dışında ‘Ben tüm Suriye’nin temsilcisiyim’ diyebilecek bir gerçeklik yoktur” diye konuştu.

İktidarda olan HTŞ’nin Alevi ve Dürzilere yönelik katliamlarına işaret eden Xelîl, “Şam’ı ele geçiren bu güçler, Suriye toplumuna son derece sert ve dışlayıcı bir yaklaşımla yaklaşıyor. Şêxmeqsud ve Eşrefiyê mahallelerinde de aynı yöntemler uygulandı. Bu mahallelere saldırdılar, ele geçirmek istediler. Ancak olumlu olan şey halkın direniş göstermesiydi. Eğer bu direniş olmasaydı, sahil bölgelerinde yaptıklarının aynısını burada da yapacaklardı. Bugün Kuzey ve Doğu Suriye ise sürekli tehdit altında. ‘Savunma sisteminiz olmasın’, ‘QSD dağıtılsın’ deniliyor. Entegrasyon bahanesiyle halk savunmasız bırakılmak isteniyor. Amaç, kendi politikalarını rahatça uygulayabilmek” ifadelerini kullandı.

‘HTŞ BAAS REJİMİNİN KOPYASIDIR’

HTŞ’nin çok kimlikli, çok inançlı Suriye’yi kendi tekçi ideolojisiyle yönetmek istediğini dile getiren Xelîl, “Kadının iradesini kıran yasalar çıkarıyorlar; kendi çocuğu üzerinden, küçük çocuğuna kefil olma hakkı olan kadının bu hakkını elinden alıyorlar. Bugün küçük yaştaki bir çocuk, yaşı 18’den küçük olsa bile bir yere gitmek istediğinde annenin imzası kabul edilmiyor; babanın imzası şart koşuluyor. Bu tür yasalar çıkardılar. Henüz kapsamlı bir yasa bile çıkaramamışken, kadını ne kadar iradesiz ve etkisiz bırakacaklarsa onu yapıyorlar. Ama Suriye’yi demokratikleştirecek yasalar söz konusu olduğunda ‘Beklesin’ diyorlar. Bu yaklaşım, HTŞ’nin BAAS Partisi’nin bir kopyası olduğunu, ancak daha sağcı ve çağın gerisinde bir anlayışla hareket ettiğini gösteriyor. Zamanın gereklerine göre devrimin sürecine ve taleplerine göre kendilerini değiştirmek ve ileriye taşımak yerine, Suriye’yi geriye götürmek istiyorlar” şeklinde konuştu.

‘TÜRKİYE, SURİYE’Yİ KAYYUM MANTIĞIYLA YÖNETMEK İSTİYOR’

Türkiye’nin Suriye yönetimi üzerindeki baskısı, Suriye’ye müdahalesine dikkati çeken Xelîl, şöyle devam etti: “Türkiye’ye bağlı silahlı gruplar sahada aktif durumda ve Suriye coğrafyasının bir bölümü fiilen işgal altında. Türk devleti öyle bir noktaya gelmiş durumda ki, Suriye’de herhangi bir değişikliğin yapılmasını ancak kendisi ‘evet’ derse kabul ediyor. Esasen kendisini Suriye üzerinde bir kayyum gibi konumlandırmış, Suriye’yi yönetir hale gelmiş. Evet, bugün Şara ve grubu Şam’ı yönetiyor; ancak birçok kritik kararı bağımsız biçimde alamıyorlar. Türkiye ‘Bunu yapın’ demedikçe adım atamıyorlar. Türkiye askeri alandan teknik altyapıya kadar birçok konuda doğrudan müdahil. ‘Askerlerinizi, subaylarınızı biz eğiteceğiz’ diyor. İnternet ve telefon sistemlerini kendi denetimine almış durumda. Güvenlik mekanizmalarını kontrol ediyor, ekonomiye müdahale ediyor. Zaten coğrafyanın bir kısmı da fiilen kontrolü altında. Türkiye, Suriye’yi kendi devamı olan bir sisteme dönüştürmek istiyor. Suriye halkı kendi iç sorunlarını çözmeye çalıştığında bile buna izin verilmiyor. Örneğin Hakan Fidan, Suriye’nin dışişleri bakanı olmamasına rağmen, Suriye hakkında Suriye Dışişleri Bakanı’ndan daha fazla açıklama yapıyor. Günlük açıklamalarına bakıldığında Türkiye’nin iç gündemi için bir açıklama yapıyorsa, Suriye için iki açıklama yapıyor. Bu durum, müdahalenin ulaştığı düzeyi açıkça ortaya koyuyor.”

‘TÜRKİYE DOSYASI GÜNDEME GİRECEK’

“Birçok kez, bizimle Şam arasında bir gelişme yaşandığında, Türkiye’nin müdahalesi nedeniyle bu süreçler durduruldu” diye Xelîl, Suriye’deki çok aktörlü denkleme işaret ederek, şunları söyledi: “Bugün Suriye’de çok sayıda küresel güç bulunuyor. Uluslararası koalisyon 70’ten fazla devletten oluşuyor. Rusya, İsrail ve Türkiye sahada aktif. Suriye’de farklı gruplar var ve her biri farklı bir güce bağlı. Bu tablo, Suriye’de yaşananların bölgedeki genel gelişmelerden bağımsız olmadığını gösteriyor. İsrail’de, Lübnan’da, Irak’ta, Suudi Arabistan’da bazı değişimler yaşanıyor. Yönetim biçimleri, ilişkiler ve ittifaklar yeniden şekilleniyor. Bu değişimlerin tamamı birbirini etkiliyor ve Suriye de bu süreçlerden doğrudan etkileniyor. İsrail bugün Hindistan’dan başlayıp Suudi Arabistan, Ürdün, İsrail, Kıbrıs üzerinden Avrupa’ya uzanan küresel bir ticaret koridoru hedefliyor. Bu yolu güvenli ve garanti altına almak istiyor. Bu güvenliğin tamamlanması için de Suriye’nin ve Lübnan’ın kontrol altına alınması gerektiğini ifade ediyor. Lübnan’ı kontrol altına almak için de Hizbullah’ı kontrol altına almak istiyor. Suriye’de ise rejim yıkılıyor ve yeni bir rejim inşa ediliyor. Yani uluslararası güçler kendi çıkarlarını gözetliyor. Bir aşama kalmış; bu aşamadan sonra Kıbrıs sürecine geçilecek. İsrail’den Kıbrıs’a uzanan hattın tamamlanması, Suriye dosyasında önemli bir değişimi beraberinde getirecek. Ardından Türkiye dosyası gündeme girecek. Şu anda tam da böyle bir sürecin içindeyiz. Bu süreçte, uluslararası düzeyde hangi karar alınırsa alınsın; Kıbrıs, İsrail, Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan, Türkiye, İran ve Irak için, hatta Yemen’e ilişkin kararlar söz konusu olduğunda bile Suriye’nin durumu mutlaka hesaba katılmak zorunda. Bu nedenle bugün bölgede yaşanan her değişim, Suriye’yi doğrudan etkiliyor. Aynı şekilde Suriye’deki gelişmeler de bu dosyaların tamamı üzerinde belirleyici etki yaratacaktır.”

‘ŞAM ZİYARETİ, UZLAŞMAYI ENGELLEME AMAÇLIDIR’

Xelîl, Türkiye Dış İşleri Bakanı Hakan Fidan, MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Savunma Bakanı Yaşar Güler’in Suriye ziyaretine işaret eden Xelîl, şunları kaydetti: “Hakan Fidan’ın Şam’a gelişi ve beraberindeki heyetin amacı nettir: Şam’a Türkiye’nin şartlarını dayatmak ve kendi gelecek planlamasını kabul ettirmek. Mesajları şudur: ‘Kuzey ve Doğu Suriye konusunda bir uzlaşı olacaksa, bu bizim şartlarımıza göre olacak.’ Türkiye kendi şartlarını herkesin önüne koyuyor. Bunu hayata geçirmek için de Özerk Yönetim üzerinde askeri baskı kuruyor, basın yoluyla Kuzey ve Doğu Suriye’yi açıkça tehdit ediyorlar. Son derece tehditkâr bir üslupla konuşuyorlar; kendi denetimindeki ve Şam’a bağlı silahlı gruplara bizi nasıl tehdit edeceklerini adeta öğretiyorlar. Her iki taraf da bu tehditleri, özel savaş yöntemleriyle yürütüyor. Amaçları, Kuzey ve Doğu Suriye’nin kendi dayattıkları şartları kabul etmesini sağlamak. Dayatma şu: ‘Ya kendi sisteminizi tasfiye edeceksiniz, ya da bizim istediklerimizi kabul edeceksiniz’ diyorlar. Türkiye bu tehditlerle aynı zamanda Şam’ı da buna alıştırmak istiyor. ‘Bırakın biz Kuzey ve Doğu Suriye’yi tehdit edelim, bölge bizim şartlarımızı kabul etsin’ demek istiyorlar. Şam’a yaptıkları ziyaretler de bu planlamanın bir parçasıdır. Hatta bizimle Şam arasında bir uzlaşı oluşmaması için ellerinden gelen tüm girişimlerde bulunacaklardır. Şunu açıkça söylemek gerekir: Herhangi bir müdahale gerçekleşirse, bu müdahale Suriye halklarının çıkarlarına ve Suriye halklarının birliğine karşı hazırlanmış bir planın parçası olacaktır.”

Suriye’de demokratik ulus temelli bir modeli savunduklarını kaydeden Xelîl, “Bu, ademi merkeziyetçi bir sistemdir. Herkes kendi köyünde, kentinde ve bölgesinde kendini yönetir; kendi iradesini temsil eder. Bizim sunduğumuz çözüm, Suriye’nin gerçek birliğini sağlayabilecek tek alternatiftir” dedi.

Şam’la yürütülen görüşmelerde uzlaşmaya varıldığı, ancak Şam yönetiminin bu uzlaşmanın aksine kendilerine farklı bir metin gönderdiğini dile getiren Xelîl, şunları dile getirdi: “Bu durum çok net bir şeyi gösteriyor: Ya verdikleri sözlere ciddi biçimde yaklaşmıyorlar ya da oyalama siyasetiyle zaman kazanıp bu süreçte güçlerini pekiştirmek istiyorlar. Bir diğer ihtimal de şu: Anlaşmanın yapıldığı günlerde gerçekten bunu hayata geçirmek istiyorlardı; ancak sonradan müdahaleler oldu. Bu ihtimali de göz ardı etmiyoruz. Türkiye devleti onlara başka bir belge gönderdi ve bu sürecin ilerlemesini istemedi; böylece süreç sabote edildi. Bu ayrımcı ve merkezci yaklaşımın sonu, kaçınılmaz olarak çatışma, savaş ve derin anlaşmazlıklardır. Burada sadece Kuzey ve Doğu Suriye’den söz etmiyorum; tüm Suriye’yi kastediyorum. Sen çıkıp ‘Ben bu ülkenin başkentiyim, bu ülkenin temsilcisiyim’ deyip toplumun tüm bileşenlerini görmezden gelir, kendini tek ve esas kabul edersen, iki yıl sonra ne olacak?”

‘QSD BÖLGENİN SAVUNMA GÜCÜ OLARAK ORDUYA BAĞLANABİLİR’

QSD’nin Suriye ordusuna entegrasyon meselesine değinen Xelîl, “Suriye’nin demokratik bir anayasaya sahip olması gerekir. Ademi merkeziyetçi bir sistem kurulmalıdır. Birbirimize söz, garanti ve güvence vermeli, bu ölçütler temelinde birbirimize yaklaşmalıyız. Ancak bu şekilde askeri meseleler de çözülebilir. Bu nasıl olacak? QSD güçleri bu bölgenin savunma güçleri olur; ancak Suriye’nin genel komutanlığına bağlanabilir. Yani Suriye ordusunun doğu kanadı gibi düşünülebilir. Ordunun bir parçası olur; fakat komutası kendi elinde kalır. Bu şekilde Şam ile ilişkili olur. Günlük işleyiş ve planlama kendi komutanlığı tarafından yürütülür. Yani bölgeyi koruyan ve güvenliğini sağlayan bir güç olur; ama Şam merkezinden de tamamen kopuk olmaz. Ancak gördüğümüz kadarıyla onların niyeti bu yönde değil. Her şeyin merkezi olmasını istiyorlar” diye belirtti.

MA

İlgili Haberler

Meclis Komisyonu’nun çalışma süresi 2 ay uzatıldı
Gündem

Meclis Komisyonu’nun çalışma süresi 2 ay uzatıldı

24 Aralık 2025
Ev baskınında Kürtçe konuşan anne darp edildi
Gündem

Ev baskınında Kürtçe konuşan anne darp edildi

24 Aralık 2025
Şırnak’ta ev baskınları: 3 gözaltı
Gündem

Şırnak’ta ev baskınları: 3 gözaltı

24 Aralık 2025
Libya heyetini taşıyan uçağın ses kayıt cihazına ulaşıldı
Gündem

Libya heyetini taşıyan uçağın ses kayıt cihazına ulaşıldı

24 Aralık 2025
AYM’den tutsakların görüşmelerinin kaydedilmesine ihlal kararı
Gündem

AYM’den tutsakların görüşmelerinin kaydedilmesine ihlal kararı

24 Aralık 2025
Komisyon toplantısı başladı
Gündem

Komisyon toplantısı başladı

24 Aralık 2025
Politika'dan Günün Yorumu
AKP-CHP iktidar kavgası ve Süreç
Politika'dan Yorum

AKP-CHP iktidar kavgası ve Süreç

Politika Haber
15 Aralık 2025
Politika'dan Söyleşi
Sendikacı Nebile Irmak: Asgari ücret yoksulluk ücretidir, yoksulluk da kadınlaşıyor
Politika'dan Söyleşi

Sendikacı Nebile Irmak: Asgari ücret yoksulluk ücretidir, yoksulluk da kadınlaşıyor

Politika Haber
18 Aralık 2025

EN SON HABERLER

Meclis Komisyonu’nun çalışma süresi 2 ay uzatıldı

Meclis Komisyonu’nun çalışma süresi 2 ay uzatıldı

24 Aralık 2025
Ev baskınında Kürtçe konuşan anne darp edildi

Ev baskınında Kürtçe konuşan anne darp edildi

24 Aralık 2025
Şırnak’ta ev baskınları: 3 gözaltı

Şırnak’ta ev baskınları: 3 gözaltı

24 Aralık 2025
Libya heyetini taşıyan uçağın ses kayıt cihazına ulaşıldı

Libya heyetini taşıyan uçağın ses kayıt cihazına ulaşıldı

24 Aralık 2025
AYM’den tutsakların görüşmelerinin kaydedilmesine ihlal kararı

AYM’den tutsakların görüşmelerinin kaydedilmesine ihlal kararı

24 Aralık 2025
Komisyon toplantısı başladı

Komisyon toplantısı başladı

24 Aralık 2025
Döviz güne nasıl başladı?

Döviz güne nasıl başladı?

24 Aralık 2025
Politika Haber

© Tüm hakları saklıdır
Politika Haber'de yayımlanan yazı, haber, fotoğraf ve videoların her türlü telif hakkı Mustafa Suphi Vakfı'na aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilmeden ve link verilmeden alıntılanamaz.

Bizi Takip Edin

Kurumsal

Künye

Hakkımızda

Çerez Politikası

Gizlilik Politikası

Kullanım Koşulları

Politika Haber, MA ve SPUTNIK abonesidir.

© 2025 Politika Haber - Büyük İnsanlık İçin Politika!

Sonuç Bulunamadı
View All Result
  • Politika’dan Yorum
  • Politika’dan Söyleşi
  • Gündem
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kadın
  • Gençlik
  • Göçmen
  • Emeklilik
  • Eğitim
  • Doğa
  • Tarih
  • Kültür
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Spor
  • Video Haber
  • Foto-Galeri
  • Tüm Haberler

© 2025 Politika Haber - Büyük İnsanlık İçin Politika!