Bingöl Metal Madencilik Şirketi, Kiğı ilçesine bağlı Arik (Eskikavak), Goma Zengê (İlbey) ve İnaq (Aysaklı) ile Adaklı ilçesine bağlı Sîrnut (Cevizli/Pertek) köyleri sınırlarında bulunan alanda maden faaliyetlerine yeniden başladı. Şirket, 2017 yılında Peri Vadisi’ni de kapsayan bölgede maden çıkarmak için “ÇED gerekli değildir” raporu aldı. Eskikavak Köy Derneği, bunun üzerine Erzurum 1’nci İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Mahkeme, 2019 yılında çalışmaların durdurulması yönünde karar verdi. Şirket, buna karşı bu yılın Eylül ayında yeni bir ÇED raporu hazırladı. Şirket, rapora dair süreç sürerken maden arama faaliyetlerine yeniden başladı. Bölgedeki yaşam alanlarına zarar verecek faaliyetlere bölge halkı tepkili.
KÖYLÜLER MADEN İSTEMİYOR
Arik köyü sakinlerinden Gülşen Yarar (65), köylerinde maden sahası istemediklerini ve daha önce maden faaliyetlerine karşı girişimlerini anımsattı. ÇED raporuna dair yapılan halk toplantılarına katılmadıklarını aktaran Yarar, “Bir yere gitmiyoruz. Bizim her şeyimiz burada ve biz doğamızın zehirlenmesini istemiyoruz. Toplantı yaptılar, kimse maden istemiyor. Suyumuzun, doğamızın kirlenmesini istemiyoruz. Benim eşim yok, 3 çocuğum da engelli. Kimsem yok, gelirim yok, geçim de zor. Bizden ne istiyorlar? Kimsenin buraya gelip çalışma yürütmesini istemiyoruz” dedi.
DOĞA ZARAR GÖRECEK
Bölgede hayvancılık ve arıcılık yapan Arik köyünden Velişan Köstek ise, maden faaliyetlerinin hem hayvancılığa hem de arıcılığa zarar vereceği uyarısında bulundu. Köstek, “Doğamız tahrip olacak, güzelim doğayı mahvedip gidecekler. Burada bu madeni istemiyoruz, neden doğamızın tahrip edilmesine destek olalım ki? Elimizden gelene kadar bu madenciliğe karşı çıkacağız. Birilerinin zengin olması için gelip bizim doğamızı mahvetmeye hakları yok” diye tepki gösterdi.
İNSANSIZLAŞTIRMA POLİTİKASI
Maden sahasının yerleşim yerlerinin üst bölgesinde yer aldığını aktaran Eskikavak Köyü Çevre Koruma Ve Güzelleştirme Derneği Başkanı İbrahim Kudiş de, “Köylülerin içme sularının bu bölgeden gelmesi, insan sağlığı için ciddi sorun teşkil ediyor. Bu madencilik faaliyetlerine karşı köy dernekleri olarak bir araya gelerek, mücadelemize bulunduğumuz yerden devam ediyoruz” dedi. Hem insanlar hem de bölgedeki canlılar için mücadele verdiklerini ifade eden Kudiş, “Zira bu madenlerin çıkarılması demek, bölgemizdeki bitki örtüsünün yok olması demektir. Akarsuların kuruması, su döngülerin değişmesiyle kuraklık anlamına gelmektedir” diye kaydetti.
Daha önce yapılan baraj ve HES’ler nedeniyle bölge ikliminde ciddi değişim yaşandığına dikkati çeken Kudiş, “Bundan kaynaklı bölgede tarım yok olmakla yüz yüze gelmiş durumda. Bu da bölgenin insansızlaşmasını beraberinde getiriyor. Tüm bunlar göz önüne alındığında maden ocağı derhal kapatılmalıdır. Mezarlarımız ve kutsallarımız bulunuyor. Bizi bölgemizden koparamazlar” diye belirtti.
Cengiz Özbasar / MA
