Heyet Tehrir El Şam’ın (HTŞ) 8 Aralık 2024’te Şam’a ulaşarak Esad rejimini devirdiği operasyon 1’inci yılını doldurdu. Suriye’deki iktidar değişimi ve devam eden kaos bölgedeki siyasi dinamikleri etkilerken, daha önce etkisi kırılmış olan DAİŞ’in yeniden sahadaki aktörler arasına girdiği gözlemleniyor. Bölgede Türkiye’nin etkisi de Şam yönetimine bağlı SMO unsurları üzerinden sürüyor ve bu durum bölgedeki dengeleri şekillendirmeye devam ediyor. Suriye’de hala nasıl bir rejim, farklılıkların temsiliyeti, yönetim şekli tartışmaları sürse de, Ahmet El Şara yönetimindeki geçici yönetim tekçilik ve merkeziyetçilikte ısrar etmeye devam ediyor. Sahadan edinilen bilgilere göre, Kuzey ve Doğu Suriye’de ki DAİŞ mensuplarının tutulduğu cezaevlerine yönelik olası saldırılar ve bu kapsamda örgüt üyelerinin serbest bırakılmasına yönelik planların da arayışlar arasında olduğu belirtiliyor. Şam yönetimi ve Türkiye’nin DAİŞ üzerinden planlar kurduğu ifade ediliyor.
DAİŞ’LİLER İÇİN ORTAKLIK!
Edinilen bilgilere göre, Kuzey ve Doğu Suriye’de DAİŞ mensuplarının tutulduğu cezaevlerine eş zamanlı operasyon düzenlenmesi planlanıyor. Operasyon kapsamında DAİŞ’lilerin serbest bırakılmasına yönelik hazırlıkların sürdüğü aktarılırken, Şam yönetiminin de saldırıda rol alacağı iddialar arasında. Saldırının yalnızca cezaevlerindeki DAİŞ mensuplarını serbest bırakmakla sınırlı kalmayacağı Hesekê, Raqqa, Tebqa ve Qamışlo gibi bölgelere eş zamanlı dış saldırılar düzenlenebileceği belirtiliyor.
MİT İSTİHBARAT TOPLUYOR
Sahadaki durum, MİT faaliyetlerinin yoğunlaştığını gösteriyor. MİT’in, Özerk Yönetim bölgelerindeki tüm cezaevlerine ilişkin istihbarat faaliyetleri devam ederken, bu kapsamda cezaevlerine yönelik saldırı ihtimali de giderek artıyor. Sahadan edinilen bilgilere göre, cezaevlerinde hareketlilik gözlemleniyor ve bu hareketliliğin dış koordinasyon ile yürütüldüğü belirtiliyor.
SURİYE ÇÖLÜNDE HAREKETLİLİK
Suriye çöl bölgesinde ki El-Xanim El-Elî cephesi hattında, QSD güçlerini zayıflatmaya yönelik planlamaların hız kazandığı ifade ediliyor. Bu kapsamda yabancı kökenli gruplar ve DAİŞ unsurları, paramiliter yapılanmaları içinde konumlandırılıyor. Suriye çölünde gerçekleştirilen toplantılarda, bu grupların cephe hatlarında QSD’ye karşı nasıl konumlanacağı ve varlıklarının nasıl gizleneceği planlanıyor. Ayrıca bazı cephe hatlarında saldırıların başlatılması ve genel cephe genişletilmesinin hedeflendiği, El-Resafa üçgeni ve El-Beşeriyê Dağı’ndaki petrol alanlarının da silah desteği sağlamak amacıyla kullanıldığı aktarılıyor.
TÜRKİYE VE ÜRDÜN ÜZERİNDEN SURİYE’YE GEÇİŞ
Selefi fraksiyon liderlerinin Şam hükümetiyle birlikte hareket etmek amacıyla toplantı düzenlediği, bu maksatla bazı DAİŞ yöneticilerinin Ürdün ve Türkiye üzerinden Suriye’ye geçtiği belirtiliyor. Ahmet El Şara’nın ABD ziyareti sonrası DAİŞ’e karşı duruş ve liderlerini tasfiye ihtimali DAİŞ’in arayışlarını artırdı.
SONUÇ
Tüm bu gelişmeler, Türkiye, DAİŞ ve HTŞ güçleri arasında ilişkiler olduğunu gösteriyor. Bu birliktelik, cezaevlerindeki DAİŞ mensuplarının serbest bırakılması ve belirli bölgelerde stratejik kontrol sağlama amacıyla yürütülüyor. Ancak bu girişim, uluslararası aktörler ve bölgedeki dengeyi gözeten güçler tarafından kabul görüp görmeyeceği konusu muamma. Bu işbirliğinin ciddi diplomatik ve askeri tepkilerle karşılaşacağı varsayılıyor. Dolayısıyla Türkiye, DAİŞ ve HTŞ’nin sahadaki koordinasyonunun kısa vadeli olacağı ve uzun vadede ağır sonuçlar doğuracağı öngörülse de, şu aşama da Suriye’de halkların çıkarına bir sistemin ortaya çıkmasına engel teşkil ediyor.
Erdoğan Altan / MA


















