Kürdistan kentlerinde ekolojik tahribata karşı Mezopotamya Ekoloji Hareketi’nin (MEH) başlattığı ve iki ayı aşkındır süren “Bir palamut da sen topla, bir palamut da sen ek” kampanyası kapsamında toplanan binlerce palamut, toprakla buluşturuldu. Kent kent, ilçe ilçe sürdürülen kampanyanın yürütücülerinden Mêrdin Ekoloji Derneği Eşsözcüsü Felemez Öner, hedefin iki milyon meşe palamudu ekmek olduğunu söyledi. Amacın sadece palamut ekmek olmadığını, toplumsal ve kültürel hafızayı yeniden diriltmek olduğunu söyleyen Öner, “Botan bölgesinden topladığımız palamutları Kürdistan kentlerinin kentinde toprakla buluşturmak için harekete geçtik. Mezopotamya Ekoloji Hareketi’nin başlattığı kampanya birçok bölgede devam ediyor. Hedefimiz Amed, Mêrdin ve Wan olmak üzere 2 milyon palamudun ekimini gerçekleştirmektir. Wan’da birçok yerde hayata geçen projemiz ardından Mêrdin Sürgücü ve Mazıdağı etekleri ve Bagok Dağı eteklerinde devam ediyor” ifadelerini kullandı.
GELİYÊ ZÎLAN YENİDEN YEŞERECEK
Palamut ekimini Geliyê Zîlan’da yapılmasının sebebinin 1930’larda o bölgede yaşanan katliama meşe palamudunun tanıklık etmiş olmasından ötürü Geliyê Zîlan bölgesine meşe palamudu ektiklerini aktaran Öner, “Palamut ağacı da o katliama tanıklık etmiş, bundan dolayı palamut ağacını ekim kararını aldık. İklimsel alanda da palamut ağacı birçok özelliği bulunmaktadır. Özellikle kuraklık bölgelerde yetişen bir ağaçtır. Yıllardan beri var olan bir savaş var. Kürdistan’da 50 yıllık bir savaş hali var. Bu savaştan kaynaklı olarak bombardıman yapıldı savaş uçakları dağları bombaladı. Ekosistem yerle bir edildi. Büyük eko kırımla karşı karşıya kalındı. Doğa kendini yenilemek için büyük bir çaba gösteriyor. Biz de bu çabasına yardımcı olmak için ağaçlandırma yapıyoruz” diye konuştu.
DOĞAYA KARŞI SAVAŞ
Kürdistan’ın 50 yıldır doğasının eko-kırım politikasıyla karşı karşıya kaldığını kaydeden Öner, “Kürdistan’da açılan maden ocakları, baraj, HES, GES projeleri ile de doğamıza karşı bir savaş hali mevcuttur. Şu an Türkiye’de yapılan barajların yüzde 90’nı güvenlik barajı olarak adlandırılmaktadır. Bu güvenlik barajların işlevi tarım, sulama, halkın ihtiyacını karşılayacak suyu toplamak değil; tamamen güvenlik amacıyla yapılan barajlardır. Güvenlik barajların yapıldığı alandaki tarihi yerler su altında kalıyor, endemik türler, ağaçlar su altında kalıp yok oluyor. Kürt ve Kürdistan tarihi birçok baraj yüzünden su altında kaldı ya da yok oldu” şeklinde konuştu.
BİRÇOK ALAN YOK EDİLDİ
Mezopotamya Ekoloji Hareketi olarak gelecek yıllarda, yerel yönetimler ve yurttaşlar ile birlikte bütün Kürdistan kentlerindeki doğayı, dağları, ovaları her yeri yeşillendirmek adına mücadele yürüteceklerinin altını çizen Öner, “Şu an dağlar çırılçıplak ve bizler bu alanları yeşillendireceğiz. Silahlı savaş ile birlikte birçok alanımız yok edildi. Köylerimiz boşaltıldı. Kırsal yaşamı şehirlere taşıdılar. Ağaçlar kesilerek doğa kontrol altına alınmaya çalışıldı. Karakollar inşa edilerek birçok alan sivil yaşama yasak kılındı. Kürdistan’da insanlar ve doğa arasında barış sağlanmalıdır. Barış ve Demokratik Toplum Süreci’yle birlikte köylere dönmeyi umut ediyoruz” diye belirtti.
90’LARDAN İTİBAREN EKO KIRIM
Kampanyanın yürütücülerinden Wan Kent Ekoloji Meclisi Eş Sözcüsü Hanife Güzel ise kampanya kapsamında Serhat bölgesinde 700 bin palamudu toprak ile buluşturmayı hedeflerinin olduğunu söyledi. Hanife Güzel, şöyle devam etti: “1990’lı yıllarından beri eko-kırım var. Baktığımızda da bütün Kürdistan bölgelerinde dağlarında ağaçların yok olduğunu görebiliyoruz. Eko-kırım politikalarına karşı da bizler doğayı yeşillendirmek amacıyla bu projeye başvurduk. Bazîd, Mûş ve Colemêrg bölgelerinde de baharda bu projeyi hayata geçireceğiz. Barış sürecine rağmen hala Kürdistan dağlarında eko-kırım var. Hep birlikte eko-kırım politikalarına karşı dur dememiz gerekiyor.”
Kürdistan’ın derelerinde yıllardan beridir su yerine kan aktığını, dağlarının ise sürekli bombalandığını vurgulayan Wan Ekoloji Derneği (Wan Eko-Der) üyesi Sedat Alkan da, palamutların toprakla buluşmasını kültürel hafızayı korumak olarak değerlendirdi. Alkan, projeye bütün kesimlerin destek vermesi gerektiğini dile getirdi.
Özlem Yacan / MA












