Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Türkiye’nin güvenlik politikaları, başlayan Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkgün Gazetesine konuşan Bahçeli, süreçle ilgili “Terörsüz Türkiye” tanımını kullanarak hedeften asla geri adım atılmayacağını vurguladı.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın elini taşın altına koyduğunu söyleyen Bahçeli, “PKK’nin kurucu önderliği elini taşın altına koymuştur. 27 Şubat Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın hitamında PKK 12 Mayıs’ta silah bırakmış ve örgütsel varlığını lağvetmiştir. 11 Temmuz’da bir grup PKK’lı silahlarını yakmıştır. Özellikle Suriye’nin kuzey doğusunda tesir alanı bulunan SDG/YPG henüz silah bırakmamış, 27 Şubat İmralı çağrısına riayet etmemiştir. Halbuki İmralı’nın çağrısı PKK’nın yanı sıra bölücü terörün tüm bileşenlerini kapsamaktadır. En azından bizim anladığımız böyledir, yorumumuz bu doğrultudadır. SDG/YPG Şam yönetimiyle imzalanan 10 Mart tarihli mutabakata mutlaka riayet etmelidir” dedi.
‘HEPİMİZ TÜRK MİLLETİYİZ’
Bahçeli, “Pazarlık içinde değiliz. Al-ver sürecine tamamıyla kapalıyız. Türkiye’nin egemenlik hukukunu, Cumhuriyet’in kurucu ve kuruluş felsefesini zafiyete uğratacak hiçbir yanlışın içinde Cumhur İttifakı olarak yer almayız. Farklı saik ve sebeplerle aldanıp kandırılan, fakat suça karışmamış, silahlı bir eylemde bulunmamış kim varsa gelip ailesiyle kucaklaşmalı. Türkiye Cumhuriyeti şefkatlidir. Biz hep birlikte Türkiye’yiz, hepimiz Türk milletiyiz” ifadelerini kullandı.
‘HEDEFİN GERİSİNE DÜŞMEK TESLİMİYETE BOYUN EĞMEKTİR’
Bahçeli, Türkiye’nin hedefinden rahatsızlık duyanların “karanlık, kurnazlık ve kumpas içinde” olduğunu söyledi. Bu hedefin “çağdaşlığın ötesinde, çağlar üstü bir vizyon taşıdığını” ifade eden Bahçeli, “Hedef büyüktür, bu hedefin gerisine düşmek, tavize ve teslimiyete boyun eğmek söz konusu değildir” diye konuştu.
‘KORKULARI BİR KENARA BIRAKALIM’
İnsanların, milletlerin ya da grupların ortak noktalarından ziyade onları birbirinden ayıran ve çoğu zaman önemsiz görülen küçük farklılıkların nasıl “bereketli” hale getirilebileceğinin düşünülmesi gerektiğini söyleyen Bahçeli, şunları söyledi: “Yüzleşmek için cesaret ve özgüven gerekir. Yüzleşmek tek taraflı işleyen bir davranış kalıbı değildir. Yüzleşerek huzurun yüzeyine tam manasıyla çıkacağımızı düşünüyorum. Korkuları bir kenara bırakalım, korkulukları yıkıp geçelim. Dedikodu aşılayanları, algı operasyonuyla vakit geçirenleri, yabancılara kuklalık yapanları, medya saptırmalarını gündemden sürüp çıkaralım. Milli ve üniter devlet çatısı altında kardeşliğimizi ve ekmeğimizi hep birlikte büyütelim. Milliyetçilikten bihaber olan hamakat ve hamaset ehli mankurtların yine milliyetçilik nam ve hesabına bize iftiralar atması, akıllara zarar iddiaları gündeme taşıması bizi yıldırmak şöyle dursun daha da şevklendirmekte, yüreklendirmekte, doğru bir yolda olduğumuzu da teyit etmektedir.
KARDEŞLİK HUKUKU…
Türk ile Kürt arasına saçılmak istenen emperyalizm mamulü nifak tohumlarının çürütülmesi, bu kutlu kardeşlik hukukunun arasına dikilmek istenen ayrımcılık bariyerlerinin yıkılıp atılması “Terörsüz Türkiye” hedefinin asıl ve esas amacıdır.”
MA














