Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile Şam Geçici Hükümeti arasında 10 Mart Mutabakatı ekseninde yürütülen görüşmeler, belirsizliğini koruyor. Washington’da ABD Başkanı Donald Trump ile Geçici Hükümet Cumhurbaşkanı Ahmed El Şara arasında yapılan görüşmenin ardından Suriye Demokratik Güçleri’nin (QSD) Suriye ordusuna entegrasyonu ve İsrail arasında bir “güvenlik anlaşması” yönünde ilerleme kaydedildiği duyurulmuştu. Aynı süreç içerisinde sahada Alevi ve Dürzi halklarına dönük saldırıların artmasıyla birlikte, Şam Yönetimi’nin DAİŞ’e alan açtığına dair tartışmalar başladı. Tüm bu gelişmeler ışığında tıkanan müzakere sürecine, Türkiye’nin rolleri ve bölgedeki yeni siyasi tabloya ilişkin Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanlık Konseyi üyesi Salih Müslim ajansımıza konuştu.
Şara’nın Washington’a gitmeden önce Özerk Yönetim ile görüşmelerin gerçekleştirildiğini aktaran Müslim, 10 Mart Mutabakatı’nın yürütülmesine dair komitelerin kurulduğunu belirtti. Sonraki sürecin ilerlemediğini aktaran Müslim, “Söz üzerinde birkaç konuda anlaştık. Görünen o ki yumuşama olduğunu gösterip Amerika’ya gidip ‘Bakın, biz Özerk Yönetim’le görüşüyoruz, görüşüp sorunları çözüyoruz’ demek içindi. Gerçekten de Amerika da sorunlar çözülsün istiyor, onların da planı var. Çok şey konuşuldu 10 Mart Anlaşması üzerine. Hakan Fidan’ı da oraya götürdüler, o da ‘10 Mart Anlaşması yerine gelmeli’ dedi, konuşmaları yumuşaktı. Ama ondan sonra oradaki sözler orada kaldı, hiçbir adım atılmadı” dedi.
TÜRKİYE 10 MART MUTABAKATI TAVRI
Türkiye’nin 10 Mart Mutabakatı’nın uygulanmasını sürekli dile getirdiğini ama arka planda buna denk bir politika izlemediğini aktaran Müslim, “El altından işler yapıyor. Türkiye ile Şam yönetimi arasında ilişki var ve Şam Türkiye’nin etkisi altında. Türkiye’nin istediği her şeyi yapıyor. Türkiye’ye bağlı gruplar Özerk Yönetim’in sınırlarında zaman zaman saldırıda bulunuyor. Dêra zor’da, Şêx Maqsûd ve Eşrefiye’de çatışma çıkarmak istiyorlar. Bugüne kadar onlar grup olarak kaldılar ve Türkiye’den destek alıyorlar. Gözüküyor ki Türkiye farklı adım atıyor, engel çıkarmak istiyor” diye konuştu.
SURİYE’NİN İÇ İŞLEYİŞİ VE TÜRKİYE
Türkiye içinde bulunan bazı grupların Suriye’deki sorunları kendileri için kullandıklarına dikkat çeken Müslim, “Bakur’da da kargaşa çıkartıp süreci bozmak istiyorlar. Türkiye içinde sürecin yürümesini istemeyenler var. Gördüğümüz kadarıyla şu anda süreç şahıslar üzerinden gidiyor. Biri Şara, biri de Şeybani bunlar dışarıdan ilişkililer, o yüzden çok çözüm istemiyorlar. 10 Mart’ta olan Suriye tüm bölge içindi. Bizim anladığımız hegemon güçler Suriye’de huzur olsun istediler, barış gelsin istediler. Tabi çıkarları için. Huzur ve barışın gelmesi de 10 Mart Anlaşması’na bağlı. O yüzden kimse ambargoya karşıyım diyemez. İçeriden yıkmak istiyorlar, 10 Mart Anlaşması’nı yapmak istemiyorlar” ifadelerini kullandı.
SINIR KAPILARI AÇILMALI
Türkiye ile olan sınırların açılması gerektiğine işaret eden Müslim, Türkiye ile olan ilişkilerinin gelişmesi için çaba sarf ettiklerini ifade etti. Müslim, “Bu Özerk Yönetim’in isteği. Biz madem beraber yaşıyoruz, her şeyimiz de ortak. Rojava Yönetimi bölgesinde Türkiye ile ya da Başur ile 10 Mart Anlaşması üzerinde çalışılmalı. Suriye hükümeti bugüne kadar böyle bir istekte bulunmadı. Biz de anlaşmak istiyoruz. Vatandaşlarımızın özgürce gidip gelmelerini istiyoruz” şeklinde konuştu.
‘ ANTLAŞMA ALEVİ KATLİAMI DURSUN DİYE OLDU’
Şam Yönetimi tarafından son günlerde Alevilere ve Dürzilere yönelik başlatılan saldırılara da değinen Müslim, “10 Mart Anlaşması tüm Suriye içindi. 1’inci ve 2’nci madde tüm Suriye’deki etnik gruplar içindi. Dürzi var, Alevi var. O anlaşma Alevi katliamı varken oldu. Alevi katliamı dursun diye bu anlaşma oldu. Görünen o ki hükümetin fikirleri bu yönde değildi. Hükümet şu ana kadar tek hükümet olsun, iktidarlık olsun istiyor. Herkes üzerinde hüküm sürsün, kimse de sesini çıkarmasın istiyor. Bugün Alevilere, Dürzilere yapılanlar var, Aleviler mecbur kendilerini koruyacaklar. Dürziler Suriye’nin kuruluşu 1946’dan beri hep Suriye’yi savundular. Ama hükümet ‘Herkes Müslüman olsun. Dürziler Müslüman değil, Aleviler dinden çıkmış’ diyorlar. Şu an hükümete karşı tepki bundan dolayı oluyor. Hükümet bugüne kadar Kürt meselesi de dahil düşmanlığı devam ettirmek istiyor. Bu Suriye’nin geleceği için iyi değil” diye konuştu.
‘ULUSLARASI GÜÇLER DÜŞÜNMEYE BAŞLADI’
Şam Yönetimi ile DAİŞ’in iş birliğine de dikkat çeken Müslim, “DAİŞ bizimle savaşırken herkes kaçıyordu. İdlib’e gidip isimlerini, kıyafetlerini değiştirdiler. Orada olanlar gizli tiyatroydu. HTŞ Hükümeti iktidara gelince içinde hala vardı. Uyuyan hücreler de uyandı. Hükümet devrilince çok grup eline silah aldı. Onların müftüsü çıkıp ‘Onlar Müslüman, onlarla savaşmayın’ diyor. Ahmet Şara, sen müslüman düşmanları ile görüşüyorsun bu caiz değil’ diyorlar. Dêra zor’dakiler uyandılar, silah eline aldılar. O yüzden çıkıp hükümet DAİŞ ile savaşacak diyemeyiz. Hem ideolojik hem fikir olarak aynılar, o yüzden bu meseleyi ciddi görmüyoruz. Uluslararası güçler de bunu düşünmeye başladı” ifadelerini kullandı.
ABDULLAH ÖCALAN’LA KOMİSYON GÖRÜŞMESİ
Barış ve Demokratik Toplum Süreci bağlamında Meclis’te kurulan komisyonun Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ı İmralı’da ziyaret etmesine ve görüşmenin içeriğine dair konuşan Müslim, “İstediler ki Kürt Halk Önderi çıkıp ‘Tüm Suriye’yi, tüm Kürtleri feda ediyoruz’ desin. Ama Kürt Halk Önderi bir kez daha ispatladı. ‘Rojava halkı cihadistlere teslim olacak’ demeyecek. Diyor ki, ‘Orada demokratik bir sistem olacak ki entegrasyon olsun. Demokratik sistem olmazsa Suriye’de entegrasyon olmaz.’ Demokratik sistemin inşası Türkiye’ye de etki edecek. Yine demokrasi üzerine duruyor. Demokrasi yoksa entegrasyon da yok. ‘Nerede entegrasyon olacaksa demokrasi içinde olacak’ diyor. Biz de demokrasiyi savunuyoruz ama kafa demokrasi kafası değilse o zaman entegrasyon da zor. Hep dile getiriyoruz; dört parçadaki halkımız her zaman mücadele ediyor. Kürt halkı da bu sürece öncülük yapıyor. Nerede olursa olsun beraber demokrasiyi getirmek istiyoruz, çünkü demokrasi gelirse bize çözümü de getirecek. Bu sürece de Kürt halkı öncülük yapıyor” dedi.
MA / Melik Varol















