1917’de Rusya İmparatorluğu’nda Bolşevikler önderliğinde gerçekleşen sosyalist Ekim Devrimi’nin 108. Yıldönümü vesilesiyle 8 Kasım’da Mustafa Suphi Vakfı’nda Sovyet Deneyimi ve Yarının Sosyalizmi paneli gerçekleştirildi.
Rusya’da gerçekleşen sosyalist devrim Gregoryen takvime göre 6-7 Kasım 1917’de gerçekleşmesine karşın, Rusya’da o tarihlerde Jülyen takvimi geçerli olduğu için tarihe Ekim Devrimi olarak geçmiştir. Bu nedenle Sosyalist Devrim’in yıl dönümü olarak bugünkü takvimle 6-7 Kasım tarihleri kabul edilmektedir.
Mustafa Suphi Vakfı’nda gerçekleştirilen Sovyet Deneyimi ve Yarının Sosyalizmi paneline bu adla iki cilt olarak kitabı yayımlanan ve MSV’nın da kurucu üyelerinden olan Sinan Dervişoğlu katıldı. İki oturum şeklinde gerçekleştirilen panelin ilk bölümünde Dervişoğlu, kısa video ve slayt gösterimi ile Sovyetlerde sosyalizmin halkın yaşamında gerçekleştirdiği başarılara değinde. Birinci Dünya Savaşı koşullarında ve nüfusunun büyük çoğunluğunun köylü olduğu Rusya’da Çarlık yönetiminde halkın yaşadığı sosyal, kültürel ve ekonomik geriliğin Lenin ve Stalin’in liderliğinde nasıl aşıldığını örneklerle açıkladı.
Panelin ikinci bölümünde ise Rusya’da sosyalizmin sorunları ve başarısızlıklarını ele alan Dervişoğlu, ekonomide, sanayide, bilimde ve kültürde hiçbir kapitalist ülke ile karşılaştırılamayacak başarılar elde edilmesine rağmen, demokratikleşme, işçilerin üretimde ve siyasette söz sahibi olma, özgür tartışma, hukuk gibi birçok alanda devrimin ilk gününden itibaren ciddi sorunların ortaya çıktığına değindi. Sinan Dervişoğlu, gerek iç savaş gerekse de devrimin ilk yıllarında ekonominin canlandırılması gibi sorunlar için geçici olarak devreye sokulan kuralların sonradan kaide haline geldiğine dikkat çekti. Üretimin örgütlenmesi için piyasa ekonomisine taviz verilmesi, Sovyetlerin, kooperatiflerin söz-yetkilerinin ortadan kaldırılması, parti içi platformların yasaklanması, tek partili bir siyasal hayata geçiş ve parti-devlet özdeşliğinin bürokrasinin güçlenmesine ve partinin yozlaşmasına neden olduğunu savundu. Sovyetlerde alt yapının basit bir yansıması olarak görülen hukuka yeterince önem verilmediğine vurgu yapan Dervişoğlu, bu yaklaşımın 1937-8 Moskova Yargılamaları olarak bilinen Komünist Partisinin ünlü birçok önderinin de yargılandığı ve yaklaşık 680 bin kişinin öldürüldüğü süreçte büyük trajedilere neden olduğunu belirtti.
74 yıl süren Sovyetler deneyimine bütünlüklü bakılması gerektiğini belirten Dervişoğlu, süreci devrimin oluş ve gelişme koşullarından bağımsız olarak dönemlere ayırmanın hatalı bir yaklaşım olduğunu belirtti. Siyasal alandaki yozlaşmaya rağmen son ana kadar ekonomik ve sosyal hayatta sosyalizmin bazı kazanımlarının devam edegeldiğine dikkat çeken Dervişoğlu, bu tarihin birilerini günah keçisi ilan ederek incelemenin doğru sonuçlar vermeyeceğini savundu.
Panel katılımcıların soru ve yorumları ile bitirildi.
HABER MERKEZİ
















