Kürt Özgürlük Hareketi yönetimi, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne dair Qendîl’de önemli bir açıklama yaptı. Açıklamada, PKK 12’nci Kongre kararları kapsamında ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın onayıyla Hêzên Parastina Gel (HPG) ve Yekîneyên Jinên Azad-Star (YJA-Star) gerillalarının “Medya Savunma Alanları”na geri çekilmeye başladığı belirtildi. Karar kapsamında geri çekilen 25 HPG ve YJA-Star gerillası da yapılan açıklamaya katıldı.
Yapılan açıklamada, “yetersiz yaklaşımlara” rağmen “Barış ve Demokratik Toplum Sürecini ikinci aşamaya taşıyabilmek amacıyla ön açıcı yeni pratik adımlar atıldığına dikkat çekildi. Açıklamada, “Bu doğrultuda, 12. Kongre kararları temelinde planladığı Türkiye sınırları içinde çatışma riski oluşturan ve olası provokasyonlara açık olan Türkiye’deki tüm güçlerimizi Medya Savunma Alanlarına geri çekme işlemini Önder Abdullah Öcalan’ın da onayı temelinde gerçekleştirmekteyiz” denilerek, kongre kararlarını uygulamadaki kararlılığı ve net tutumunu ortaya koyduğunun altı çizildi.
Açıklamada, PKK’ye özgü Geçiş Hukukunun esas alınması gerektiği, demokratik siyasete katılabilmek için gerekli özgürlük ve demokratik entegrasyon yasalarının geciktirilmeden çıkarılması gerektiği özellikle vurgulanarak, siyasi ve hukuki yaklaşımların gösterilmesi gerektiği belirtildi.
PKK’nin bu hamlesi ilk değil. Çeşitli dönemlerde; Kürt sorunun demokratik barışçıl bir temelde çözümü için Abdullah Öcalan’ın çağrıları ve girişimleri ile geri çekilme süreçleri yaşandı. 15 Nisan 1993’teki ilk ateşkes çağrısında Abdullah Öcalan sorunun siyasal ve hukuksal bir zeminde çözümüne dönük çağrı yaparken; 1995 ve 1998 ateşkes süreçleri ile 1999 ateşkes ve geri çekilme sürecinde de sorunun barışçıl demokratik bir zeminde çözümüne dair çağrı ve girişimler yaşandı.
99 GERİ ÇEKİLME SÜRECİ
Sorunun demokratik çözümü bağlamında 93,95 ve 98’te yapılan tek taraflı ateşkes çağrılarından sonra ilk geri çekilme süreci 1999 yılında gerçekleşti. Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat 1999 tarihinde Türkiye’ye teslim edilmesinin ardından, Öcalan 2 Ağustos tarihinde PKK’nin silahlı güçlerini Türkiye sınırlarının dışına çekme çağrısı yaptı ve 1 Eylül tarihinde de dördüncü sefer tek taraflı ateşkes ilan etti. Çekilme sırasında askerler tarafından kurulan “pusularda” çok sayıda PKK’li yaşamını yitirdi.
Öcalan aynı çağrıda, iyi niyetin göstergesi olarak barış gruplarının Türkiye’ye getirilmelerini de istedi. Bu çağrının ardından Kandil ve Avrupa’dan olmak üzere 8 kişilik iki barış grubu Türkiye’ye geldi. Ancak barış grubu üyelerinin bazıları Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra çeşitli gerekçelerle tutuklandı. Sürecin ilk kırılgan girişimi olan bu gelişmenin ardından, ateşkes durumu devletin hiçbir adım atmaması üzerine 1 Haziran 2004 tarihinde bozuldu.
ÖCALAN’IN ÇÖZÜM GİRİŞİMLERİ DEVAM ETTİ
Ateşkesin bozulması sonrası Abdullah Öcalan’ın demokratik barışçıl çözüme dair girişimleri ve çabaları sürdü. Bu kapsamda, 20 Ocak 2000’de “Barış Projesi”, 4 Kasım 2000’de “Demokrasi ve Barış için Acil Eylem Planı“, 19 Haziran 2001’de yeni bir savaşın gündemleşmemesi ve çözüm sürecinin gelişmesi için acil talepler bildirisi, 22 Kasım 2002’de “Acil Çözüm Bildirgesi” ve 2000’in başında ve 2002’nin sonunda olmak üzere iki defa Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve tüm siyasal partilere Kürt sorununun çözümü konusunda düşünceler ortaya koyan mektuplar gönderdi.
İKİNCİ BARIŞ GRUBU
Abdullah Öcalan, 2006 ve 2009 tarihinde de tek taraflı ateşkes ilan ederken; özellikle 2009 yılında DTP, BDP yöneticileri, belediye başkanları, gazeteciler, sivil toplum örgütü temsilcilerine dönük yapılan “siyasi operasyonlar” sonucunda Öcalan, “demokratik siyasette ciddi bir tıkanma yaşandığını” belirterek, sürecin önünün açılması için “Barış Grupları”nın Türkiye’ye gelmesi çağrısında bulundu. Öcalan’ın çağrısı üzerine 19 Ekim 2009 tarihinde Kandil ve Maxmur Mülteci Kampı‘ndan 4’ü çocuk 34 kişiden oluşan Barış ve Demokratik Çözüm Grubu Silopi’deki Habur Sınır Kapısı‘ndan Türkiye’ye giriş yaptı. Ancak gelen bu barış grubu da tutuklama ve yargılanma süreçleri ile karşı karşıya kaldı.
2010 ATEŞKESİ: KCK’DEN 4 MADDELİK BARIŞ PLANI
1 Haziran 2010 tarihinde KCK yaptığı açıklamada, Öcalan’ın ve kendilerinin barış ve demokratik bir çözüm için attıkları bütün adımlarının AKP tarafından boşa çıkarıldığını belirterek, 13 Nisan 2009 tarihinde tek taraflı olarak ilan ettikleri eylemsizlik kararını sonlandırdıklarını açıkladı. Öcalan da KCK’ye diyalog ve müzakere sürecine vesile olması için eylemsizlik sürecinin başlatılmasını önerdi. KCK Yürütme Konseyi de yeniden ateşkes kararı aldıklarını belirterek, bu süreçte tek taraflı ateşkesin çift taraflı olması için de çağrılar yaptı. KCK, ilan ettiği ateşkesin kalıcılaşması için ise 4 maddelik “Barış Planı”nı açıkladı. Ancak AKP iktidarı ateşkes kararı ve çağrılarına kayıtsız kaldı, askeri operasyonlar devam etti ve çeşitli provakasyonlar nedeniyle de çatışmalı süreç yeniden başladı.
2013: İKİNCİ ÇEKİLME SÜRECİ
Cezaevlerinde PKK’li ve PAJK’lı tutsakların başlattığı açlık grevi Türkiye’de yeniden çözüm tartışmalarını tetikledi ve Öcalan ile hükümet arasında görüşmeler yeniden başladı. 21 Mart 2013 tarihinde Amed’de yapılan Newroz’da Öcalan’ın tarihi mesajı okundu. Öcalan mektubunda, “Bugün yeni bir dönem başlıyor. Silahlı direniş sürecinden, demokratik siyaset sürecine kapı açılıyor” diyerek geri çekilme çağrısında bulundu. Öcalan’ın çağrısı ise kısa bir süre sonra KCK tarafından karşılık buldu ve 23 Mart tarihinde hareket yeniden ateşkes ilan etti. 8 Mayıs ta ise geri çekilme süreci başladı. Bu süreçte 13 kişilik ilk gerilla grubu Beytüşşebap’tan Federe Kürdistan Bölgesi’nin Metina bölgesine ulaştı.
Hükümetin adım atmaması ve yer yer süren saldırılar üzerine 9 Eylül’de KCK’den önemli bir açıklama geldi. KCK, Türkiye sınırları içinde kalan gerillaların geri çekilişini durdurduklarını açıkladı. Süreç hükümetin “çözüm masasını” devirmesinin ardından son buldu ve 1 Mart 2025 tarihine kadar çatışmalı süreç devam etti.
Diren Yurtsever / MA














