Demokratik Kurumlar Platformu tarafından “Demokratik Toplum ve Özgürlük” şiarıyla Êlih’te düzenlenen miting konuşmalarla devam etti. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Kürdistan’da katledilen çocukları ve kadınları hatırlatarak, konuşmasına başladı. Sokağa çıkma yasakları sırasında Sûr’da Helin Hasret Şen ve kaybolduktan sonra cenazesi bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’i hatırlatan Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Kürdistan’da çocuklar, gençler, aynı tehlikelerle yüz yüze bırakıldı. Kürdistan’daki hiçbir kadının ölümü tesadüf değildir ve kadın katliamları politiktir. Adalet yerini buluncaya kadar sesiniz sözünüz olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Kadın katliamlarına değindiği sırada sözleri “Jin, jiyan, azadî” sloganlarıyla kesilen Çiğdem Kılıçgün Uçar, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne işaret ederek, “Bu yeni döneme karakterini verecek olan şey Kürt halkının hafızası olmalı, bizim mücadelemiz olmalı. Cumhur İttifakı’ndan diğer siyasi partilerden yeni döneme dair sözler kuruluyor. Devlet Bahçeli, ‘Kuş tek kanatlı uçmaz’ diyor. Numan Kurtulmuş, ‘Bisiklet tek tekerle sürülmez’ diyor. Terazinin bir tarafına birlikte bakalım. 27 Şubat’ta Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan çağrıda bulundu. Çağrının ardından bir fesih gerçekleşti, Temmuz ayında 30 PKK’li silahlarını bıraktı. Yetmedi, Sayın Öcalan komisyonun önünü açacak yol sundu. Bu, Kürtlerin terazisi. Diğer tarafa bakıyoruz ne var? Hiçbir şey yok. Terazideki bu dengesizliği düzeltmek zorundayız. Komisyon var, komisyonu da herkes biliyor. Sayın Öcalan’ın ısrarı ve iradesiyle kurulan; ama siyasi partilerin de hayır demediği bir mekanizma, önemsiyoruz. Peki, komisyonda ne eksik? Komisyonda cesaret eksik. Cesaret için Kürdistan’daki Kürt halkına bakın. Komisyonda çözüm rotası eksik. Gelip bakın bunca acıya, zulme rağmen Kürtler barış için ayakta. Komisyonun en büyük eksikliği haftalardır her kesim dinlenildi. Dinlenilmeyen tek kişi Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan. Neden dinlemiyorsunuz? ‘Toplumsal hassasiyetler’ deniliyor. Türk halkının da Kürt halkının da toplumsal hassasiyetlerini yaklaştırmakla ve birbirine karşı saygılı hale getirmekle sorumlusunuz. Arkasına saklandığınız toplumsal hassasiyetin sebebi sizsiniz. Yüzyıldır bu coğrafyanın dili olan Kürtçeyi yasaklayan sizlerdiniz. Kürtlerin haklarını yargı eliyle mezarlığa dönüştüren sizlersiniz. O hassasiyeti sizler düzelteceksiniz. Az cesaret; Kürt Halk Önderi kadar cesaret, cezaevindeki arkadaşlarımız kadar cesaret” diye konuştu.
‘KÜRT HALKI VE SAYIN ÖCALAN NET’
Süreç bağlamında karşı karşıya kalınan asıl meselenin, sürecin çözüme, barışa yorumlanıp yorulamayacağı olduğunu ifade eden Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Kürt halkı, Sayın Öcalan çok net. Fesihten sonra Kürt halkının evlatları kendi coğrafyasına gelmek istiyor. TMK’yı kaldırmalısınız. Kürt halkı kendi iradesiyle kendi kendini yönetebileceğini gösterdi. Anadiliyle eğitim görmesi gerekiyor. Mücadelesiyle kazandığı bütün değerleriyle birlikte yaşaması gerekiyor. Ama hala daha korku iklimiyle Türkiye halklarının barış, çözüm etrafında bir araya gelmesi engelleniyor. Bu ülkede Kürtlere hakaret ederek para kazananlar var. Kurulacak söz barış, çözüm olmalı. Bu ülkede Türk’ün yaşadığı yerde Kürt’e yer olmadığını kim söylüyor? Türkçenin konuşulduğu yerde Kürtçenin konuşulamayacağını kim söylüyor? Türk halkı Kürt halkına düşman hale getirildi. Dillerimiz, kültürlerimiz bu kardeşliği başarmışken hiç kimsenin iktidarına heba etmeyeceğimiz geleceğimiz var. Bu geleceği birlikte kuralım. Kürt halkının siyasetçileri karşı karşıya getirilmeye çalışılıyor. Kürtlerle, diğer halklarla bu ülkede ortak yaşamı istemeyenler bizim rotamızı belirleyemezler” diye belirtti.
‘İMRALI ADASI’NDAN BARIŞ ÇIKTI’
“Sayın Öcalan, Kürt halkının önderidir, bu sürecin baş müzakerecisidir” diyen Çiğdem Kılıçgün Uçar, “İmralı’da tecrit kalkmadan, umut hakkı uygulanmadan hukukla mücadele etmemiz zayıf kalacak. Kürtler Sayın Öcalan’ın paradigması etrafında kenetleniyor. Selam olsun İmralı’ya, selam olsun Êlih’e. Demokrasi olmaz diyenlere, kadın mücadelesi karşısında bütün kolluk güçlerini yıkanlara, gençleri uyuşturucuyla kendi geleceğinden alıkoymak isteyenlere çok güçlü cevap verdik, başardık. Kadınlar olarak ‘Umutla özgürlüğe yürüyoruz’ dedik. Çünkü biliyoruz ki İmralı’nın kapıları açılmadıkça, bu tarihi sürecin kesin bir çözümle yaşam bulması mümkün değil. İmralı Adası’nı savaş adası yapmak istediler, Kürt sorunun çözümsüzlüğünün merkezi yapmak istediler. Ama ne oldu? İmralı’dan devletin cesaret edemediği barış çıktı, devletin ağzına alamadığı özgürlükler çıktı. Şimdi bu barışa ve özgürlüğe kimin sahip çıkacağı aşamasındayız. Var mıyız sahip çıkmaya. Kadınıyla, genciyle, Êlih’iyle Amedi’yle, Kobanê’siyle Rojava’sıyla Kürtler bir bütündür parçalayamazsınız. Bugün Kürtler demokrasiyi, özgürlüğü temsil ediyor. Demokratik cumhuriyeti, ulusu temsil ediyor. Ne mutlu bize”.
Çiğdem Kılıçgün Uçar’ın konuşması sık sık, “Bijî Serok Apo” sloganıyla kesildi. Yapılan konuşmaların ardından sanatçı Xêro Abbas mitingde sahne aldı.
MA