Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”, Kürt siyasetinde de yeni bir dönemin kapılarını araladı. Dört parça Kürdistan’da, Kürt birliğinin sağlanması için toplantı ve temaslar sürdürülürken, Demokratik Birlik İnisiyatifi Eşsözcüsü Gülcan Kaçmaz Sağyiğit, çağrının ardından başlayan süreci ve ulusal birliğin kritik önemine dair değerlendirmelerde bulundu.
Kürt sorununun tarihsel ve derin bir mesele olduğuna dikkat çeken Gülcan Kaçmaz Sağyiğit, “Kürt sorununu konuştuğumuzda karşımıza çok derin ve tarihsel bir temele dayanan bir mesele çıkıyor. Maalesef Kürt halkı bazı konularda birlik kuramadı. Bunun temelinde ulus devletlerin varlığı, savaşlar ve en çok da ailevi menfaatler var. Bu sorun yüzyıldır devam ediyor. Ancak artık Kürt birliği için çalışmalar başlatıldı ve biz de bu süreçte aktif olarak yer alıyoruz. Diyoruz ki; bu yüzyıl, Kürt halkının yüzyılı olmalı. İlk adım olarak Kürt halkı kendi birliğini kurmalı, ardından diğer çalışmalarını genişletmeli” ifadelerini kullandı.
‘BU YÜZYIL KÜRTLERİN YÜZYILI’
Demokratik Birlik İnisiyatifi’nin11 Mayıs’ta kurulduğunu anımsatan Gülcan Kaçmaz Sağyiğit, inisiyatifin çerçevesinde birlik çalışmalarının olduğunu söyledi. Kürt sorununu demokrasi, özgürlük ve statü sorunu olarak gördüklerini dile getiren Gülcan Kaçmaz Sağyiğit, “Kürdistan’da sadece Kürtler yaşamıyor. Burada farklı dinler, inançlar ve kimlikler de var. Bu nedenle çalışmalarımızı özellikle Kuzey Kürdistan’da hangi din ya da kimlikten olursa olsun herkesin bu çatı altında yer alması üzerine yürütüyoruz. Bugün Kürt birliği ve Kürdistan birliği konuşuluyorsa, bu çalışmaların boşa gitmediğinin göstergesidir. Şuanda birlik için büyük bir fırsat ve şans söz konusu” diye belirtti.
Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki tarihi çağrısıyla birlikte çalışmalarına hız verdiklerini kaydeden Gülcak Kaçmaz Sağyiğit, “Sayın Öcalan’ın çağrısı sadece Kuzey Kürdistan ve Türkiye için değil, dört parça Kürdistan ve Ortadoğu için olumlu bir atmosfer yarattı. Bu atmosfer bizim için önemli bir fırsat kapısıdır. Bu fırsatı iyi değerlendirmeliyiz. İnisiyatifte 301 delege var. 36 kişi de yönetimde görev yapıyor. Çalışmalarımız birçok alanda devam ediyor. Yeni bir inisiyatifiz; kendimizi tanıtmalı, çalışmalarımızı anlatmalı ve tanınmalıyız. Nerede bir Kürt ve Kürdistanlı varsa orada kendimizi göstermeliyiz. Herkesi de inisiyatifimize katılmaya davet ediyoruz. Katılım olmadan inisiyatif güçlenemez” dedi. İlk konferanslarını Agirî’nin Bazid (Doğubayazıt) ilçesinde gerçekleştirdiklerini hatırlatan Gülcan Kaçmaz Sağyiğit, 11-12 Ekim’de Mêrdîn’de “Kürdistanlıların Önemi” üzerine bir konferans düzenleyeceklerini aktardı. Gülcal Kaçmaz Sağyiğit, “Mardin çok kimlikli ve inançlı bir bölge olduğu için burayı tercih ettik. Delegelerin sayısını 500’e çıkarmayı hedefliyoruz. Delegelerin yüzde 60’ı halktan, yüzde 40’ı siyasi partilerden oluşuyor. Bu yüzyılın Kürtlerin yüzyılı olmasını istiyoruz ve çalışmalarımızı güçlendirmeye devam edeceğiz” dedi.
‘HEDEF KÜRT BİRLİĞİNİ SAĞLAMAK’
Abdullah Öcalan’ın barış çağrısının ardından başlayan süreçte hedeflerinin Kürt Ulusal Birliği’nin sağlanması olduğunun altını çizen Gülcan Kaçmaz Sağyiğit, “Demokratik Birlik İnisiyatifi şu anda Kuzey Kürdistan ve Türkiye’de faaliyet yürütüyor. Bu çatı altında DBP, KKB, İnsan ve Özgürlük Partisi, DDKD ve Özgürlük Evi gibi kurumlar var. Ne yazık ki PWK, HAK-PAR, PSK, Kuzey PDK ve Türkiye PDK henüz inisiyatifte yer almıyor ancak onlarla görüşmelerimiz sürüyor. Kürt birliği için mücadele eden herkesi inisiyatifimize katılmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘BİRLİK KIRMIZI ÇİZGİ’
Abdullah Öcalan’ın Kürtlerin birlik zafiyetine dair “Kürtler arasında Enkidu gibi olanlar hep yerlerini almış ve Kürt halkı üzerinde etkilerini göstermiştir” dediğini belirten Gülcan Kaçmaz Sağyiğit, “Sayın Öcalan 27 Şubat’ta demokratik ve barışçıl toplum çağrısı yaparken, diğer Kürdistan parçalarının ne düşündüğünü öğrenmek istediğini belirtti. Biz de Sayın Mesut Barzani, Mesrur Barzani, Neçirvan Barzani ve Kubat Talabani ile görüşmeler gerçekleştirdik. Bu, Kürt birliği için çok büyük bir adımdı. Onların sözleri Sayın Öcalan için önemli, Öcalan’ın sözleri de onlar için önemliydi. 11 Temmuz’da yapılan tarihi silah yakma töreninde Kürt halkının bir arada ses çıkarabileceğini gördük. Görüşmeler ve talepler takip edilecek. Artık ailevi ve parti menfaatlerini bir kenara bırakıp sadece Kürt halkının hakları ve statüsüne odaklanmalıyız. Fikirlerimiz farklı olabilir ama bazı konularda birleşmeliyiz; bu kırmızı çizgimizdir.”
KADINLARIN ROLÜ
Ulus devletlerin Kürtleri bölmek ve zayıflatmak için özel savaş stratejileri yürüttüğüne dikkat çeken Gülcan Kaçmaz Sağyiğit, inisiyatif olarak sadece siyasi değil toplumsal sorunlara da eğildiklerini söyledi. Wan ve Amed’de kurdukları merkezi komisyonlarla toplumsal sorunların çözümünde aktif rol oynayacaklarını belirten Gülcan Kaçmaz Sağyiğit, şöyle devam etti: “Özel savaş, gözetim, köylerin yakılması, katliamlar, mültecilik gibi sorunların kökeninde Kürtlerin birliğini sağlayamamış olmamız var. Eğer birliğimizi kurabilseydik, devletlerin gücü bizi parçalamaya yetmezdi. Devletler her zaman Kürtler arasında anlaşmazlık yaratmaya çalıştı. Bugün de özel savaş politikaları farklı yöntemlerle sürüyor. Toplumsal sorunlar artıyor. Ayrıca aşiretlere dönük çalışmalarımız var. İçimizdeki anlaşmazlıkları, ideolojik farklılıkları bir kenara bırakıp birlikte çözüm gücü olmalıyız. Kürt kadınlar direnişin öncülüğünü yapıyor. Bu yükü omuzladılar ve bugün Kürt birliği için öncülük ediyorlar. Kuzey’de Kürt Kadın Birliği Platformu’nu kurduk. Asıl öncülüğünü Süleymaniye’de yaptık ve Kürt Kadın Birliği Uluslararası Platformu’nu oluşturduk. Kürdistan’ın her parçası kendi konferanslarını gerçekleştirdi. Rojava’da güçlü bir konferans yapıldı, diaspora da katıldı. Şimdi kadınların öncülüğünde daha büyük çalışmalar yapılıyor. Uluslararası Kürt Kadın Konferansı düzenledik; her parçadan kadınlar katıldı. Komitelerimizi kurduk. Muhtemelen 2026 ya da 2027’nin ilk aylarında yeni bir konferans daha gerçekleştireceğiz. Bu savaşta en çok acıyı kadınlar çekti ve en büyük direnişi onlar veriyor. Kürt halkının birliği için kadınlar omuzlarına önemli bir yük aldılar ve bu mücadeleyi sürdürüyorlar.”
MA / Zeynep Durgut