AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Haziran ayında yapılması planlanan seçimlere ilişkin 14 Mayıs tarihini vermesiyle birlikte bu gündem ısınmaya başladı. Genel seçimlerin öneminin yanı sıra ittifakların durumu, ittifakların cumhurbaşkanı adayları gibi konular tartışılan ana gündemlerin başında geliyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) Onursal Başkanı Akın Birdal da bu süreçte yapılacak seçimleri, ittifakları ve beraberinde gelişen güncel gelişmeleri Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi.
3’ncü Yol’un Türkiye’nin geleceği için büyük bir fırsat olduğunu ve muhalefetin bunu görmesini isteyen Birdal, muhalefete uyarılarda bulundu.
Birdal, her seçimin “fırsatlar” yarattığını, bu seçimin de demokrasiye kapı açabileceğini vurguladı. Adalet ve hukuktan uzaklaşmış tek adam rejimi ile seçime gidildiğini söyleyen Birdal, seçim sürecine giderken her şeye karşı hazırlıklı olunması gerektiğinin altını çizdi. Çok ağır bir dönemde seçime gidildiğini ifade eden Birdal, “Bu seçimlerin güvenli olması, seçime eşit gidilmesi hukukla olur. Hukuk askıya alınmışsa bu seçimin güvenliği de tehlikeye düşebilir. O nedenle herkesin uyanık olması gerekir. Önümüzde ki seçim yaşamsal değerdedir. Bireyler, partiler, herkes fedakarlıkta bulunmalı. Fedakarlık artık Kürtlerden, ezilenlerden, Alevilerden, sosyalistlerden beklenmemeli. Bu fedakarlığı 6’lı masa yapmalı” dedi.
‘6’LI MASADA FARKLI KİMLİKLER YOK’
İktidara karşı 6’lı masanın üzerine düşen sorumluluğu yerine getiremediği eleştirisinde bulunan Birdal, “Bir araya gelmenin önemi yadsınamaz. Ancak kime karşı, kiminle bir araya gelindiği önemli. 6’lı masa bugünkü AKP-MHP iktidarına karşı bir araya geldiğini söylüyor. Ancak masada, HDP, Kürtler, Aleviler, ezilenler, LGBT+’lar, sosyalistler ve farklı kimlikler yok. Farklı kimliklerin olmadığı masa ne verebilir? Bu masa pragmatisttir. Önce bir araya gelenlerin birbirine güvenmesi gerekiyor. Savaş, çatışma politikaların parçası olanlarla yan yana olmak yerine, savaş karşıtlarını, emekçileri, demokrasi, eşitlikten ve özgürlükten yana olanların birlikte olması gerekiyor. Ana muhalefet partisi bugün bir yanılsama içerisindedir. Bu yol onları demokrasiye götürmez. Kişisel ikbal emellerinden uzak durup, insan onuruna yakışır şekilde bir araya gelmek ancak Türkiye’yi demokrasiye götürebilir” diye belirtti.
‘3’ÜNCÜ YOL FIRSATTIR’
Toplumun mevcut sorunlarına cevap olabilecek gücün Emek ve Özgürlük İttifakı olduğunun altını çizen Birdal, “Emek ve Özgürlük İtifakı’nın İstanbul mitingi heyecan vericiydi. Ülkenin gereksinimlerine ve beklentilerine ilişkin yol haritası sundular. Bu günkü kör kuyudan toplumu çıkaracak olan projektör Emek ve Özgürlük İttifakı’dır. Bir araya gelişleri sadece nitelik olarak değil, aynı zamanda Türkiye’nin yosunlaşmış havuzuna da güçlü bir taş attı ve dalga dalga yayılıyor. Emek ve Özgürlük İttifakı eğer bugün seçenek yaratmamış olsaydı toplum ya iktidara ya da 6’lı masaya mahkum olacaktı. Emek ve Özgürlük İttifakı Türkiye’nin bütün karanlığını açıp, aydınlık halaylara durmak için fırsat sunuyor. Bunu çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Bu ittifakın oluşmasında kadın hareketi çok önemli. ‘Jin, jîyan, azadî’ kurtuluşun meşalesi olmuş. Bunu hep birlikte sürdürelim ve söndürmeyelim. Bu nedenle herkesin bu ittifaka sahip çıkıp büyütmesi gerekiyor” şeklinde ifade etti.
HAZİNE YARDIMI: HALKIN GÜCÜ YENİLMEZ
HDP’nin hazine hesabına bloke konulmasına da işaret eden Birdal, “HADEP’le başlayıp, HDP’ye gelen Kürt siyasi hareketi, devlet hazinesiyle, kasalara tutunarak bu günlere gelmedi. Halkın gücüyle geldi. Bu yüzden HDP, ‘Hazinemizi halkımızdır’ diyor. HDP’yi bu günlerde halkın gücü ve iradesi taşımıştır. HDP hazine yardımının kesilmesine karşı kampanya başlattıklarını açıkladılar. Bu kampanyaya başta eşbaşkanlar, HDP’li vekiller katılacaklarını söyledi. Milyonlarca insan destek oldu. Bu çok heyecan verici. Kimi ceketimi, kimisi maaşımın bir bölümünü, kimi 5 tavuğumdan 4’ünü vereceğim diyor. İşte bu halkın gücü yenilmez. Maalesef bunu anlamadılar, anlamamakta ısrar ediyorlar” ifadelerini kullandı.
“ÖCALAN ÖZGÜR OLMALI”
Bu seçimi önemli kılacak en temel başlıklardan birinin Kürt sorunun çözülmesi olacağını dile getiren Birdal, bunun sağlanması içinde PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşması gerektiğinin altını çizdi. Öcalan’ın 22 aydır ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmediğini anımsatan Birdal, “Bu Kürt sorununda savaş politikalarında ısrardır. Başta yargı olmak üzere kurumlar meşrutiyetini yitirmiş durumda. Adil ve özgür bir Türkiye için tecrit kaldırılmadır” diye aktardı.
Delal Akyüz / MA
