Seçim tarihi yaklaştıkça “kilit parti” olan HDP’ye yönelik sağlı sollu baskılar da eleştiriler de artıyor. Bütün baskı ve engellemelere rağmen onbinlerce kişinin katılımıyla 5. Olağan Kongre’sini 3 Temmuz’da Ankara’da gerçekleştiren HDP’nin açıkladığı Kongre kararları değişik yönleriyle tartışılmaya devam ediyor.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Doster, HDP Kongresi’nde açıklanan Danışma Kurulu’na seçilen isimler üzerinden HDP’ye yönelik eleştirilerde bulunarak “Sonunda beklenen oldu. Yetmez ama evet korosundan bazı isimler, HDP danışma kuruluna girdiler” diye yazdı. HDP Danışma Kurulu’nda yer alan Mehmet Altan, Ali Bayramoğlu, Levent Köker,Hasan Cemal gibi isimler üzerinden HDP’yi eleştiren Barış Doster ve onun gibi düşünenlere yanıt veren Veysi Sarısözen de Özgür Politika’da yayınlanan yazısında “Barış Doster ve benzerleri şu anda Türkiye’nin temel sorunlarında AKP-MHP iktidarının yanındadır. ‘Yetmez ama evet’ dedikleri için küfrettiği aydınlar ise ‘artık yeter’ diyerek HDP Danışma Kurulu’nda yer alıyorlar” diye yazdı.
Barış Doster’in yazısının HDP Danışma Kurulu üyelerine tipik “milliyetçi” saldırılarla doldurulmuş olduğunu savunan Sarısözen, Ulusalcıların yıllardan beri Anayasa referandumunda “yetmez ama evet” dedikleri için Danışma Kurulu’na seçilen kimi aydınları hedef tahtasına koymalarının nedeninin Kürt sorunundaki tavırları olduğuna dikkat çekti. Sarısözen, “Barış Doster ve benzerleri ise referandumda birinci olarak Kürt sorununda çözüme karşı oldukları için, aynı zamanda ‘askeri vesayeti’ savundukları için ve üçüncüsü AB’ye üyelik yerine Şanghay Beşlisini benimsedikleri için ‘hayır’ dediler. ‘Hayır’ diyenlerin arasında faşist MHP de onların yanındaydı” dedi.
Referandumun sanki “yetmez ama evet” diyen sözü edilen bu birkaç bin aydının oyları sayesinde kazanılmış gibi davranıldığını söyleyen Sarısözen, Başkanlık rejimi ile birlikte referandum sürecinin hiçbir öneminin kalmadığını ifade etti.
“Barış Doster ve benzerleri şu anda Türkiye’nin temel sorunlarında AKP-MHP iktidarının yanındadır” diyen Sarısözen, “Onlar faşist diktatörlüğün Şam rejimiyle anlaşıp Rojava’yı yok etmesini, Barzani ile anlaşıp Başûr Kürdistan’ını işgal etmesini, PKK’ye karşı işlenen savaş suçlarını ve Kuzey Kürdistan şehirlerinin yakılıp yıkılmasını, HDP’ye yönelik tutuklamaları, Yunanistan’la gerginliği ve bu amaçla silahlanma masraflarının ekonomiyi yıkıma götürecek ölçüde artmasını açıkça destekliyorlar. Aynı zamanda AKP’yi üçüncü dünya savaşında iki küresel güçten Rusya-Çin tarafına çekmek ve ülkeyi savaşa sürüklemek için bu desteği daha da arttırıyorlar” diye yazdı.
Doster’in yazısındaki “Hem HDP imkânları geniş bir partidir hem de yetmez ama evet takımı mevki, makam, ekran, kürsü, köşe, unvan meraklısıdır” ifadelerin “ahlaksız iftiralar” olduğunu belirten Sarısözen, “Bu aydınlar üyeleri, il, ilçe ve parti eşbaşkanları tutuklanan, şu anda vekillerinin neredeyse tamamının dokunulmazlıkları kaldırılmak ve tutuklanmak üzere olan bir partinin Danışma Kurulu’nda, faşizme meydan okuyarak yer aldılar” diyerek “Mevki, makam, ekran, kürsü, köşe, unvan meraklısı” hangi aydın bu demokratik cesareti gösterir” diye sordu.
Sarısözen, Doster’in “Mevki meraklısı” diye küfrettiği Prof. Dr. Şebnem Oğuz’un HDP Kongresinde HDP Danışma Kurulu üyesi olduğu için zorla Üniversite’deki görevinden istifa ettirilmek istendiğini hatırlatarak “Doster denilen kişi Şebnem Oğuz’lara karşı yandaş rektörlerle ve onların patronu Erdoğan ve Bahçeli ile aynı iplikten dokunmuş kirli bir bez parçası olmayı içine sindiriyor mu?” diye yazdı.
Doster’in HDP Danışma Kurulundakiler için “Bunlar, Türkiye’nin milli aydını değil, emperyalizmin kullanışlı entelleridir” sözlerine de cevap veren Sarısözen, “HDP Danışma Kuruluna üye olan aydınların ‘milli aydın’ olmadıkları çok açıktır. ‘Milli aydın’ Barış Doster gibilere deniyor. Milli aydın demek, halkın çıkarlarını değil, uyruğu olduğu devletin ‘milli çıkarlarını’ savunan kişi demektir. Türk devletinin ilan ettiği ‘milli çıkarla’” nedir? Kürdistan’da halkın kazanımlarını yok etmek, bütün Kürdistan parçalarını yutmak, Ortadoğu pazarlarında güç merkezi olmak, emperyalistler arası paylaşım kavgasında kendi emperyalist payını koparmak için gözünü kırpmadan dünya savaşına bulaşmak. Doster farkında mı bilmem ama Türk bölgesel emperyalizmi tarafından Kürt halkına, Kürt halkıyla kaderini birleştiren gerçek aydınlara karşı ‘kullanılıyor’” dedi.
Veysi Sarısözen, muhalifliğinin, ABD ve AB saflarında değil de, Rusya ve Çin saflarında savaşa girmek isteğindendir dediği Doster için “Madrid zirvesi bütün Ergenekoncularda dehşetli bir korku yarattı. Doster de ne yaptığını şaşırmış. Hem Rusyacıdır, hem de Rusya’ya karşı NATO’ya teslim olan Erdoğan’ı devirmek için Danışma Kurulu ile adım atan HDP’ye saldırıyor” diye yazdı. HDP’nin ise Ukrayna’da yeni aşamaya yükselen dünya savaşda taraflardan hiçbirine ne dost ne de düşman olduğunu savunan Sarısözen “HDP halkları savaş felaketinden korumaya çalışıyor. Bu parti Madrid’de NATO’ya teslim olan ve Karadeniz’de Rusya’yla çatışması an meselesi haline gelen Türkiye’yi AKP-MHP diktatörlüğünden kurtarmak için saflarını Doster’in hakaret ettiği aydınlarla genişletiyor” dedi.
HABER MERKEZİ












