Sabahattin Ali, Bir Orman Hikayesi adlı hikayesinde, ormanın yaşam için önemini, “Büyüdükçe ormanın, bizim için daha başka şeyler olduğunu da anladık: Sırtımızı o giydiriyor, karnımızı o doyuruyor, evimizin kerestesini o veriyordu. Ormansız yaşamak!.. Bunu aklımıza getirmiyorduk bile…” diye anlatır.
Ormansız yaşamak, giderek daha fazla yüz yüze geldiğimiz bir olgu olmaya başladı. Dünyanın her yerinde kentleşme, madencilik ve endüstriyel tarım uygulamaları nedeniyle her yıl -yaklaşık İzlanda büyüklüğünde- 10 milyon hektar ormanı kaybediyor. Dünya son 1,5 yüzyılda 828 milyon hektar orman kaybetti. Oysa ormanlar, yerkürenin karasal biyolojik çeşitliliğinin yaklaşık % 80’ine ev sahipliği yapıyor. Yaklaşık 1.6 milyar insan gıda, barınak, enerji, ilaç ve gelir için doğrudan ormanlara bağımlı.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 21 Mart’ı, 2012 yılında Uluslararası Ormanlar Günü olarak ilan etti. Gün, tüm orman türlerinin ve ekosistemlerinin önemi konusunda farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Fakat hükümetler açısından, ne kadar “çevrecinin daniskası” oldukları reklamlarının ötesine geçmeyen bir gün olmanın ötesine geçemedi. BM nezdinde imzalanan anlaşmalar da sadece ormanları “karbon ticareti”nin bir metası haline getirmekten başka sonuç vermedi.
Yeryüzünün akciğerleri sayılan Amazonlar, her geçen gün, maden çıkarma faaliyetleri, altyapı projeleri, yangınlar ve ağaç kesme işlemlerinden ötürü daha da küçülüyor. Son araştırmalar 2000 ile 2018 arasında Amazonlar’da 513 bin 16 km² (%8) ormanın insan eliyle yok edildiğini ortaya koyuyor. Bu büyüklük, Türkiye topraklarının üçte ikisine tekabül ediyor. Araştırmadaki çarpıcı verilerden biri de yok edilen ormanlık alanların sadece 2018 yılında 31.269 km² olduğu şeklinde. Bu alan İstanbul’un yüzölçümünden 5,7 kat daha büyük.
Türkiye’de de ormanların durumu farklı değil. Ormanlardaki madencilik, enerji, yol ve turizm gibi faaliyetleri için verilen izinler, orman yangınlarından çok daha ağır kayıplara neden olmaktadır. Sadece 2012-2020 yılları arasında Orman Kanunu’nun 17/3. maddesi kapsamında 27.405 adet tesis için 255.000 hektar orman alanı üzerinde izin verilmiştir. Aynı dönemde kamuoyunda tepki çeken madencilik izinleri 127.000 hektar olarak gerçekleşmiştir. 5 Ocak 2022 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Kastamonu ve Manisa’da 611 bin 848 metrekare orman alanı, orman sınırları dışına çıkarıldı. 7 Ocak 2022 tarihinde yayınlanan kararda ise, Ankara ve Mersin’de 376 bin 494 metrekare büyüklüğünde orman alanı, orman statüsünden çıkarıldı. Bu madde kapsamında bir hafta içinde orman dışına çıkarılan toplam alan 1 milyon hektara ulaştı.
Uzmanların verilerine göre; 2012 ve 2020 yılları arasında yanan yıllık orman alanı ortalama 9 bin 700 hektar. 2020 yılında 21 bin hektar, 2021 yılında 170 bin hektar, orman yangınları nedeniyle yok oldu. Orman Kanunu’nun 16., 17. ve 18. Maddeleri nedeniyle yok edilen ormanlar ise her yıl ortalama 38 bin hektar. Yukarıdaki veriler şunu gösteriyor; ormanları korumaktan uzak Orman Kanunu nedeniyle her yıl yanan miktarın 4 katı ve daha fazlası orman yok ediliyor.
Orman gününde çevre örgütleri gerçekten ormanları koruyacak yeni bir orman kanunu talep ediyor. 50 çevre örgütünün ortak imzasıyla yayınlanan açıklamada korunan orman alanı miktarının yüzde 30’a çıkarılmasını ve ormanlardan yapılan aşırı odun üretimine son verilmesini için çağrı yaptı.
HABER MERKEZİ


















