Bugün Dünya Romanlar Günü. 1971 yılında İngiltere’de düzenlenen ilk Dünya Roman Kongresi’nde alınan kararlarla her yıl 8 Nisan “Barış, refah ve dayanışma için birlik” anlayışıyla Dünya Romanlar Günü olarak kutlanıyor.
Dünya Romanlar Günü’nde içinde 34 Roman STK’sının yer aldığı Romanlar İçin Diyalog Ağı (RODA) bir açıklama yayınlayarak yaşadıkları sorunları dile getirdi. Romanlar için büyük anlam taşıyan Dünya Romanlar Günü vesilesiyle, hükümet ve merkezi idare, yerel yönetimlerin yetkilileri, kamu hizmeti sağlayan kurum yöneticileri ve siyasi partiler başta olmak üzere, ilgili tüm yetkililere seslendiler.
RODA tarafından yayınlanan açıklamada, Türkiye’nin en büyük gruplarından birini oluşturan ve ülkenin dört bir yanına dağılmış olan Romanlar ve Romanlar gibi yaşayanların, en çok ayrımcılığa uğrayan grupların başında geldiğinin altını çizildi.
Roman çocukların eğitime erişimi meselesinin endişe verici boyutlarda olduğunu söyleyen Roman Diyalog Ağı, Roman çocukların maddi olanaksızlıklar yüzünden çok erken yaşta okul sıralarını terk etmeye mecbur bırakıldığına değindi. Okula devam etme şansı bulan az sayıdaki Roman çocukların ise bu yoksulluk döngüsünü kırmaları için son derece önemli olan “kaliteli” eğitim alamadığı, okul sisteminde de önyargılarla başa çıkmak zorunda kaldığı belirtildi.
Yakın zamanda yapılan Türkiye’de Roman Toplulukları ve Yoksulluk Araştırması’na göre, Romanlar, ortalama %77.5 ile tüm kırılgan gruplar arasındaki en yüksek işsizliğe sahip gruplardan. İş piyasasında da karşı karşıya kaldıkları önyargılar ve ayrımcılığın da etkisiyle, istihdam olanaklarına eşit şekilde erişemiyorlar. Bulabildikleri işler genelde geçici nitelikte, düşük ücretli, güvencesiz ve ağır işler oluyor. Düzgün işlerde çalışamama ve düzenli gelir elde edememe hali Romanları yoksulluk sarmalına kilitliyor.
RODA’nın açıklamasında Romanların, fiyatların sürekli yükseldiği ortamda, besleyici gıdalara erişmesi daha da zorlaştığı ifade edilerek, “Zaten nesiller boyunca protein ve vitamin açısından zengin gıdalara erişimde sıkıntı yaşayan bu kesim, bakliyatı da öğünlerinden çıkarmış durumda. Temelde hububat temelli gıdalarla karnını doyurabiliyorlar. İyi beslenememe, standart altı evlerde barınma, ağır yaşam koşulları ve yoksulluk, sağlık göstergelerine yansıyor. Romanların ortalama yaşam beklentisi ülkemizdeki ortalama yaşam beklentisinin yaklaşık 10 yıl altında. Solunum yollarına ilişkin rahatsızlıklar çocuklarda yaygın olarak görülüyor, kronik hastalıklar yirmili yıllarda başlıyor, yaşla beraber ağırlığı artıyor” denildi.
Roman Diyalog Ağı’nın Romanların sorunlarını çözümü için talepleri şu şekilde:
– Romanlara yönelik nefret söylemleri, sosyal dışlama ve ayrımcı tutumların önlenmesine ilişkin yasal mevzuat oluşturulması ve bu tür vakaların önlenmesine yönelik var olan yasal yaptırımların uygulanması,
– Eğitimden istihdama, sağlıktan barınmaya ve önyargılarla mücadeleye kadar yaşamın tüm alanları kapsayan Romanlara yönelik gerçekçi ve bütüncül toplumsal içerme politikalarının ve stratejiler geliştirilmesi; bunların eylem planları ve önlemlerle, gerekli bütçenin de ayırarak hızla uygulamaya koyulması,
– Pandeminin yol açtığı sorunlardan en ağır şekilde etkilenen Romanlara yönelik sosyo-ekonomik destek paketlerinin oluşturulması,
– Başta eğitim, politika ve medya alanlarında olmak üzere, Romanlara ilişkin resmi anlatı ve söylemlerin, demokratik toplum, insan haklarına saygı ve hukukun üstünlüğü ilkeleri kapsamında ve bu ilkeleri güçlendirecek şekilde pozitif bir çerçevede yansıtılması,
– Romanlara ilişkin her türlü destek programı, politika, strateji ve eylem planının hazırlama, uygulama, izleme ve değerlendirme süreçlerinde Romanların katılımının sağlanması ve görüşünün alınması,
– Ülkemizin kültürünün bir parçası olan Roman kültürü konusunda farkındalığın ve görünürlüğün artırılması.
RODA, insan haklarına duyarlı sivil toplum aktivistleri ve kamuoyundan da beklentilerini de şu şekilde sıraladı:
– Romanlara yönelik önyargıları ve kalıp düşüncelerin sorgulanması,
– Romanların maruz kaldığı nefret söylemi, sosyal dışlanma ve ayrımcılık konusunda ses çıkarılması,
– Romanların tarihi, sosyal ve kültürel yaşamlarıyla, yaşadıkları ekonomik ve toplumsal sorunlara ilişkin bilgilenme,
– Romanların ayrımcı tutumlara maruz kaldığına tanık olunduğunda, onların yanında yer almak,
– Roman toplumuyla ilgili konularda karar almadan önce, onları karar süreçlerine katılmak,
– Sadece 8 Nisan Dünya Romanlar Günü’nde ya da 6 Mayıs Hıdırellez’de değil, yılın tümünde Romanların yanında olmak.
HABER MERKEZİ












