Künye   Hakkımızda
16 Aralık 2025, Salı
Politika Haber
  • GÜNDEM
  • EMEK
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • KADIN
  • GENÇLİK
Tüm Haberler
Sonuç Bulunamadı
View All Result
Politika Haber
Sonuç Bulunamadı
View All Result
Anasayfa Gündem

2025 Ekoloji Karnesi: Dünya yok oluşa gidiyor

Dünyanın birçok bölgesinde susuzluk, kuraklık, aşırı sıcaklar ve buzulların erimesi gibi ekolojik felaketler yaşanırken, yıl boyunca ormansızlaştırma, madencilik faaliyetleri ve doğanın sermaye tarafından yok edilmesi hiç durmadı. Ekokırıma karşı direnişler de yıl boyu sürdü.

16 Aralık 2025
2025 Ekoloji Karnesi: Dünya yok oluşa gidiyor
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsApp'ta Paylaş

Kapitalizmin aşırı büyüme hırsı ile yarattığı yıkım 2025’te de kendisini en çok doğada göstermeye devam etti. Yıl boyunca dünyanın dört bir yanında yaratılan tahribat, gezegeni yaşanmaz hale getirmeyi sürdürürken, kasırgalar, seller, orman yangınları ile kuraklık ve don olayları da hem canlı yaşamını hem de gıda güvenliğini tehlikeye soktu. Doğal alanlar, ormanlar, sulak alanlar, tarım arazileri ve meralar özellikle maden ve enerji şirketlerinin kullanımına açılmaya devam ederken, nükleer tesisler ile petrol ve doğalgaz arama çalışmaları deniz sahalarına kadar ilerledi. Yine tüm bunların sonucunda yaşanan iklim değişikliği ile buzul alanlar erimeye başladı, okyanusların asit oranı arttı, biyo çeşitlilik azaldı, deniz seviyeleri yükselmeye devam etti.

Yapılan araştırmalar da bunu ortaya koyuyor. Avrupa İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) yayınladığı rapora göre, AB ekonomisinin sera gazı emisyonları 2025’in ilk çeyreğinde 900 milyon tona eş değer karbon salımıyla geçen yılın ilk çeyreğine kıyasla yüzde 3,4 artış gösterdi. Küresel Atmosfer Araştırmaları için Emisyon Veritabanı (EDGAR) verilerine göre ise bu karbon salınımında kapitalist üretim ilişkilerinin payı göz önüne çıkıyor. EDGAR verilerine göre sera gazı salınımında en büyük payı yüzde 30 ile Çin alırken onu 11,3 ile ABD, 7,8 ile Hindistan izliyor. Yine AB ülkelerini sera gazı salınımının yüzde 6,1’ini yaparken Türkiye ise bu listede yüzde 1,1 ile 14’üncü sırada yer alıyor. Brezilya’nın Belem kentinde Kasım ayında yapılan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 30. Taraflar Konferansı (COP30)’da açıklanan Küresel Karbon Bütçesi 2025 raporuna göre, fosil yakıtlardan kaynaklanan küresel karbon emisyonlarının bu yıl geçen yıla göre yüzde 1,1 artarak 38,1 milyar tonla yeni bir rekor seviyeye ulaşacağı hesaplanıyor.

ORMANSIZLAŞMA ÖLÜMLERE NEDEN OLUYOR

Ekolojik tahribatın en gözle görülür kısmı ormanlık alanların yok edilmesinde yaşanıyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), rakamlarına göre bu ormansızlaşma hızı yavaşlasa da halen yılık ortalama 6,78 milyon hektar ormanlık alan yok olmaya devam ediyor. FAO’nun yıl içinde çıkardığı “2025 Orman Beyannamesi Değerlendirmesi” isimli raporda, dünya yalnızca 2024 yılında kalıcı olarak 8,1 milyon hektar (20 milyon dönüm) ormanı, yani İngiltere büyüklüğünde bir alanı kaybetti. Bu ormansızlaşma özellikle Brezilya’daki Amazon Ormanları ve Endonezya’da görülürken, 2016’dan 2025’e kadar Endonezya’da 600’den fazla şirketin faaliyetleri nedeniyle toplam 1,4 milyon hektarlık alan ormansızlaştırıldı. Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün verilerine göre ise sadece 2024 yılında Brezilya Amazon’unda 28 bin kilometrekarelik orman alanı yok oldu. Yapılan araştırma, ormanın yemyeşil yapısından koparak kuru çayırlıklara dönüşebileceği kritik bir eşiğin hızla yaklaştığını ortaya koydu.

Nature Climate Change dergide yayınlanan bir araştırmaya göre ise tropikal ormansızlaşmanın neden olduğu yerel ısınmanın 300 milyondan fazla insanı daha yüksek sıcaklıklara maruz bıraktığını ve son 20 yılda yaklaşık yarım milyon olmak üzere her yıl yaklaşık 28 bin ölümle ilişkili olduğunu ortaya koydu. Buna göre Endonezya’da yaklaşık 48 milyon, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde 42 milyon ve Brezilya’da 21 milyon insan halihazırda orman kaybına bağlı olarak daha yüksek sıcaklıklara maruz kalıyor. Tün bunlara rağmen Avrupa Birliği, ormansızlaşmayla bağlantılı ürünlerin ithalatını yasaklayan düzenlemesini ikinci kez ertelemeyi gündemine aldı. Kahve, kakao, palmiye yağı ve kauçuk gibi ürünleri kapsayan yasa, işletmelerin sıkı izlenebilirlik şartlarına hazır olmaması nedeniyle iki yıl ertelenebilir.

BOTAN ORMANLARI YOK OLUYOR

Kürdistan’da ise Şirnex coğrafyasında 2020’de başlayan doğa talanı aralıksız bir şekilde sürdü. Cûdî, Gabar, Cilê Nimêja, Qato, Qomate dağları ile Besta, Qeşûran, Hesena, Elkê (Beytüşşebap), Qileban (Uludere) ve Çiyayê Bizina bölgelerinde devam eden ağaç kesimleri, ormanlık alanı yok etme noktasına getirdi. Günde ortalama 270 ton ağacın taşındığı bölgede bir başka sorun ise petrol sondaj kuyuları oldu. Gabar Dağ’ında 2021’de başlayan petrol araması aralıksız bir şekilde sürerken, bugüne kadar petrol araması adı altında yüz binlerce ağaç kesildi, birçok bölge dinamitlerle yok edildi. Enerji Bakanlığı ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) tarafından bugüne kadar dağda tam 99 petrol sondaj kuyusu açıldı. Her iki kurumun 2025 yılı sonu hedefi ise 115 sondaj kuyusu daha açarak, günlük petrol üretimini 84 bin varilden 100 varile çıkarmak. Yeni kuyularla birlikte binlerce ağaç kesilecek, doğa talanı artarak devam edecek.

Öte yandan Amed’in Pasûr (Kulp) ilçesine bağlı Dorşîn eteğindeki Beyrok ve Eskar kırsal mahallelerindeki ağaç kıyımı sürdü. Burada da günde 80 ton odun kesildiği öğrenildi. Yine Cengiz Holding tarafından Eskişehir’de açılması beklenen maden ocağı için ise 57 bin ağacın kesileceği ortaya çıkarken, Türkiye’nin birçok noktasında da maden ve enerji şirketleri tarafından on binlerce ağaç kesildi.

SU KRİZİ KAPIDA

İklim krizinin bir diğer etkisi ise tatlı su kaynaklarının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olması. İklim krizinin etkisiyle yağış rejimlerinin bozulması sonucu, yeraltı su kaynakları tükenirken, buna hızla büyüyen nüfus, kontrolsüz sanayileşme ve kentleşme de eklenince tatlı su kaynakları adeta yok olma noktasına geldi. BM verilerine göre 2032 yılına kadar dünya nüfusunun yarısından fazlası ciddi su kıtlığıyla karşı karşıya kalacak ve su kullanımı bugünkü hızında devam ederse, 2040 yılı itibarıyla dünyanın büyük bölümünde “şiddetli su yokluğu” yaşanacak. Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) yayımladığı ‘2024 Küresel Su Kaynaklarının Durumu’ raporunda ise küresel su döngüsünün giderek daha istikrarsız hale geldiği ve şiddetli kuraklıklar ile yıkıcı seller arasında dalgalandığı bildirildi. 2024 yılında dünya çapındaki nehir havzalarının yalnızca üçte birinde ‘normal’ koşullar kaydedildi.

Hindistan’daki FLAME Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre dünya “çok daha kurak bir geleceğe” doğru ilerliyor. NASA’nın Yerçekimi Kurtarma ve İklim Deneyi (GRACE) uydularından elde edilen 20 yıllık gözlem analizlerine dayanan araştırmaya göre, Grönland ve Antarktika dışındaki tüm kıtalarda benzeri görülmemiş bir kuruma yaşanıyor. Her yıl Kaliforniya’nın iki katı büyüklüğünde yeni alan kuraklığa teslim oluyor. Özellikle güney ve orta Avrupa’da yer altı suyu, göller, nehirler ve toprak neminin belirgin şekilde azaldığını ortaya koydu.

Türkiye’de de durum değişmezken, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre kişi başına düşen yıllık su miktarı bin 500 metreküp civarından 2030’a kadar bin metreküpün altına inmesi bekleniyor. Bu da Türkiye’nin “su fakiri” ülke konumuna gerilemesi anlamına geliyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, 2025 su yılı yağışları son 52 yılın en düşük seviyesine inerken, Kürdistan bölgesinde yağışların geçen yıla göre yüzde 60, İç Anadolu’da yüzde 35 oranında azaldı. Yağışların azalması nedeniyle birçok büyükşehirde baraj doluluk oranları kritik seviyelere geriledi. Yine Türkiye’nin dörtte üçü, iklim değişikliğinin etkisiyle “yüksek kuraklık riski” altında. Yıl içerisinde özellikle Konya Ovası’nda ciddi su sorunu yaşanırken, kentte bulunan Beyşehir Gölü, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8 oranında küçülerek doluluk oranını yüzde 55’e düşürdü. Bir yandan kuruyan nehirler bir yandan da kirlilik ile yok olmaya devam ediyor. Endüstriyel, kentsel ve tarımsal atıklar nedeniyle Ergene, Büyük Menderes ve Nilüfer gibi nehirler toksik su yollarına dönüşürken, bu nehirler sucul yaşam için elverişsiz hale geldi. Antalya’da kentin en eski ve en önemli su kaynaklarından olan, doğal sit alanı içerisindeki Kırkgöz Göleti’nde de su seviyesi düşerken, bazı noktalarının yapılaşma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu görüldü.

SICAKLIK HER SENE REKOR KIRIYOR

Dünya, 2024’te yaşanan tarihi sıcaklıkların ardından 2025’te de benzer bir tabloyla karşı karşıya kaldı. El Niño’nun ardından devreye giren La Niña koşulları dahi gezegeni serinletmeye yetmezken, küresel sıcaklıklar birçok bölgede rekor düzeylere ulaştı. Copernicus ve Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) son analizlerine göre 2025 yılı, kayıtların tutulmaya başlandığı tarihten bu yana en sıcak ikinci veya üçüncü yıl olarak kapanacak. Copernicus İklim Değişikliği Servisi’nin yayımladığı verilere göre, Ocak–Kasım 2025 dönemi, sanayi öncesi ortalamaların 1,48 santigrat derece üzerinde gerçekleşti. Kasım 2025 ise küresel ölçekte sanayi öncesine göre 1,54 santigrat derece daha sıcak kaydedildi. Bu değerler, 2023’ü izleyen üç yıllık sıcaklık ortalamasının ilk kez 1,5 santigrat derece eşiğinin üzerine çıktığını gösteriyor. Türkiye’de bu yaz ölçülen 50,5 derecelik dünya rekoru ise krizin etkilerini somutlaşmış bir şekilde ortaya koyuyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün sıcaklık analizi raporuna göre, 2025 yılı Eylül ayı ortalama sıcaklığı 0.8 derece artışla 21.7 derece olarak ölçüldü ve 2025 Eylül’ü, son 55 yılın en sıcak 11’inci ayı olarak kayıtlara geçti.

Bilim insanları, karbon emisyonlarının hızla düşürülmemesi halinde bu rekorların kalıcı hale geleceği uyarısını yinelerken, dünya liderlerinin 1,5 derecelik hedef için verdikleri sözlerin hayata geçirilmesinin “kritik bir zaman penceresine” girdiğini belirtiyor. Sıcaklık rekorları kırılan 2025 yazı, Avrupa kıtasına yaklaşık 43 milyar Euro’luk bir zarar yol açtı. Sıcak hava, kuraklık, sel gibi aşırı hava olayları ve orman yangınlarından en çok Yunanistan, Malta, Bulgaristan, İspanya, İtalya ve Portekiz zarar gördü.

Atmosferin ısınması deniz ve okyanus sıcaklıklarını da arttırırken, bu artışın deniz çayırları, pinalar ve soğuk su mercanları başta olmak üzere deniz ekosistemini oluşturan unsurları olumsuz etkilediği ortaya koyuldu.

BUZULLAR ERİYOR

Artan sıcaklıklar en büyük etkisini buzulların erimesinde göstermeye devam ediyor. NASA verilerine göre küresel ısınma nedeniyle dünya genelinde buzullar hızla eriyor. NASA verilerinden yola çıkılarak yapılan araştırmalarda 2100 yılına kadar mevcut buzulların yüzde 40’a yakınının kaybolabileceği, Avrupa Alpleri ve Kafkasya’daki buzulların ise tamamen yok olma riski taşıdı ortaya koyuldu. Buna göre dünyanın en büyük buz kütlelerinden Antarktika her yıl ortalama 135 milyar ton, Grönland ise yaklaşık 266 milyar ton buz kaybediyor. Communications Earth & Environment dergisinde yayınlanan çalışmaya göre Arjantin’de bulunan Perito Moreno Buzulu da “geçtiğimiz yüzyıldaki en büyük geri çekilmeyi” yaşıyor. 130 yıllık doğrudan ölçümlerin yapıldığı İtalya’nın Ventina Buzulu geri çekilme, hızlı erime ve dengesiz arazi nedeniyle artık dronlar tarafından izlenecek. Grönland’daki buzulların erimesinin, deniz seviyesinin yükselmesine yol açarak dünya haritasında önemli değişiklikler yaratabileceğini öngörüyor. Eğer buzul erimesi devam ederse, kıyı bölgelerindeki şehirler ve yerleşim alanları büyük bir tehdit altına girecek.

Türkiye’de ise Konya ile Antalya arasında bulunan Geyik Dağları’nın kuzey doğu yamaçlarında yer alan buzullar hızla yok oluyor. Bölgede yapılan gözlemlere göre, buzullar her yıl 1 metreden fazla erime yapıyor. Mevcut durumda buz kültelerini kalınlığı 10 metrenin altına indi. Kayseri’de bulunan Erciyes Dağı’nda da son 10 yılda buzul erimesi hız kazandı. Erciyes buzulu tamamen yok olurken, Kaçkarlar, Cilo-Sat ve Ağrı Dağı’ndaki buzullar da hızla küçülüyor. Kürdistan’ın en yüksek zirvelerinden biri olan Colemêrg’deki 4 bin 135 rakımlı Cilo Dağı’ndaki erime son yıllarda yapılan ölçümlere göre alarm verici bir boyut kazandı. Yaz aylarında hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ve yağış rejiminin değişmesi, buzulların erimesini hızlandırırken, 2024’ten bu yana erime oranlarının önceki yıllara kıyasla yüzde 40’a kadar arttı. Yine Gilî Dağ’ında (Agirî) bulunan buzullarında hızla eridiği ve güney yamacında neredeyse hiç kalmadığı araştırmalar sonucu ortaya koyulurken, 1900’lerde 15 kilometre karelik alanı kapsayan buzullar 2025 itibariyle 4-4 buçuk kilometrekarelik bir alanı kapsıyor.

KASIRGALAR, SELLER BİNLERCE CAN ALDI

Tüm bu yıkım gezegendeki canlı yaşamını tehdit eder boyut kazanmaya başladı. Yıl içinde ekolojik yıkımlardan kaynaklı oluşan afetler sonucunda binlerce insan yaşamını yitirdi. Son olarak Kasım ayında Güney Asya’da meydana gelen sel ve heyelanlarda sadece Endonezya’da 961 kişi yaşamını yitirirken, Sri Lanka, Tayland ve Malezya ile birlikte bu sayı şimdiye kadar bin 700’ü aştı.

Sellerin yanı sıra her yıl şiddetini daha da arttıran fırtınalar yaşanmaya devam ediyor. Sri Lanka’da 5 Aralık’ta başlayan ve etkili olan Ditwah Kasırgası, 607 kişinin ölümüne, 214 kişinin kaybolmasına, 4 bin 164 evin yıkılmasına neden oldu. Yine yıl içinde 17 Mart’ta ABD’nin Texas, Missouri, Oklahoma, Mississippi ve Alabama eyaletlerinde etkili olan fırtınalarda 33, Mart ayında Brezilya’nın Parana bölgesindeki kasırgada 6, Avustralya’daki fırtınada 1, Fransa’nın denizaşırı topraklarından Reunion Adası’ndaki Garance Kasırgasında 4, Ağustos Tayland’daki Kadziki kasırgasında 5, Mayıs’ta ABD’nin Kentucky ile Missouri eyaletlerindeki kasırgada 29, Kasım ayında Filipinler’deki Fung-Wong kasırgasında 224, Ekim ayında Jamaika, Haiti ve Küba’da etkili olan Melissa Kasırgasında 49’a 9 Kasım Brezilya’nın Parana’sında etkili olan kasırgada 6, Kasım ayında Orta Amerika’da etkili olan Iota Kasırgası sonucunda Nikaragua’da 13, Honduras’ta 5, Panama’da 2, Kolombiya’da 2, El Salvador’da 1 kişi olmak üzere 23 kişi hayatını kaybetti. Bu kasırgalarda binlerce insan yaralandı, on binlerce insan ise evsiz kaldı.

İklim değişikliği ve kuraklığa bağlı afetlerden birisi de orman yangınlarıydı. Bu yılda dünyanın dört bir yanında yangınlar çıktı. AB Avrupa Orman Yangınları Bilgi Sistemi verilerine göre, yanan alan büyüklüğü Ağustos sonunda bir milyon hektarı aşarken, bu rakam geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık 5 kat arttı. Resmî verilere göre Kanada’dan ABD’ye, İspanya’dan Yunanistan’a, Suriye’den Türkiye’ye kadar uzanan coğrafyada Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında yaklaşık 9 milyon hektar orman alanı kül oldu. 2025’in Ekim ayına kadar Türkiye genelinde de 2 bin 800’ü orman, 4 bini kırsal olmak üzere toplam 6 bin 800 yangın çıktı; bu yangınlarda 80 bin hektar alan kül oldu. Son 10 yılın en büyük kaybı 2021 yılında yaşanırken, 2025 yılı henüz tamamlanmadan ikinci sıraya yerleşti.

ZEYTİNLİKLER MADENE AÇILDI

Tüm bu yıkım ve uyarılara rağmen dünyanın dört bir yanında ekolojik yıkım yaratacak girişimleri ara vermeden devam etti. Türkiye’de ise yıl içinde ekolojik tahribatı en çok arttıracak adım çevre, madencilik, enerji ve imar alanlarında köklü değişiklikler içeren ve kamuoyunda büyük tepki toplayan 7554 sayılı torba yasa oldu. Meclis’teki görüşmeleri sırasında yurttaşların komisyona alınmadığı, polis şiddetine maruz kaldığı yasanın Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi ile birlikte zeytinlikler madencilik için kamulaştırılabilir, orman ve mera alanları enerji projelerine açılabilir duruma geldi. Yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte de Muğla Milas Akbelen ormanı içinde kalan zeytin ağaçları kömür madeni için sökülmek istendi. Buna karşı yurttaşların tepkisi olurken, söküm durdu. Fakat yasadan alınan güçle bu alanla birlikte Muğla’nın Milas ve Yatağan ilçelerinde hektarlarca zeytinlik alan maden tehdidi ile halen karşı karşıya duruyor.

Madencilik faaliyetleri Karadeniz’de fındık ve çay bahçelerinden Ege’nin ormanlarına, Kürdistan’ın vadilerinden İç Anadolu’nun tarım arazilerine kadar geniş bir alanda tahribatını devam ettirirken, birçok yeni maden için de ruhsatlar dağıtılmaya, yeni alanlar maden sahası ilan edilmeye devam etti. Bu faaliyetlerde Gabar Dağı’nda bulunan saklı cennet Bertûr Vadisi, vadide bulunan 600 yıllık Kaniya Mizgeftûkê (kaynak-pınar) gibi doğal ve korunması gereken alanlar ile Kaz Dağları’ndaki ekosistem tehdit altına atıldı.

1 YILDA 3 BİN 155 “ÇED GEREKLİ DEĞİL” KARARI

Yıl içinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 1 Ocak-10 Aralık tarihleri arasında 11 bin 947 Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) dosyası açıklanırken, bunların 3 bin 155’i “ÇED gerekli değil”, 703’ü “ÇED olumlu” kararları oldu. Buna karşın, sadece 8 “ÇED olumsuz” ve 761 kere de “ÇED iptal/iade” kararı verildi. Bu ÇED dosyalarının 3 bin 668’i madencilik, 3 bin 18’i ise enerji sektörlerine ait projeler oldu. Yani yıl içinde açıklanan ÇED dosyalarının yarıdan fazlası bu sektöre ait olurken geriye kalan dosyalar ise konut, kıyı, gıda, hayvancılık, turizm vb. sektörlere ayrıldı. 3 bin 668 maden dosyasının bin 93’ü için ise “ÇED gerekli değil” kararı çıkarken, enerji sektöründe bu sayı 378 oldu. Yine altın, bakır, kurşun, çinko, gümüş gibi dördüncü grup maden ocakları için ise 136 kere “ÇED gerekli değil” kararı çıktı.

HER ŞEYE RAĞMEN DİRENİŞ SÜRDÜ

Tüm ekolojik yıkıma rağmen yurttaşlar direnişten geri adım atmadı. Yaşam alanlarını, ormanlarını, sularını, tarım arazilerini ve geçim kaynaklarını korumak için direnişe geçen yurttaşlar Türkiye ve Kürdistan’ın dört bir yanında direniş çadırları kurdu, eylemler ve yürüyüşler düzenledi. 9 Eylül’de Demokratik Kurumlar Platformu öncülüğünde, Şirnex ve ilçelerinde süre gelen eko kırıma karşı “Eko kırıma geçit yok, doğa talanına karşı yürüyoruz” şiarıyla Besta’da bir gecelik nöbet tutulurken, öncesinde binlerin katıldığı büyük bir yürüyüş düzenlendi. 28 Eylül’de de Muğla’nın Menteşe ilçesinde, Muğla Çevre Platformu ve Toprağımızı Vermiyoruz Platformu’nun çağrısıyla düzenlenen “Toprağımızı vermiyoruz” mitingine binlerce yurttaş katılarak, 48 köyün yaşam alanlarını ve zeytinlikleri madencilik faaliyetlerine açan 7554 sayılı torba yasaya tepki gösterdi. Yine Colemêrg, Dêrsim, Agirî, Amed, Trabzon, Giresun, Balıkesir, Eskişehir ve birçok kentte yurttaşlar, madencilik faaliyetlerine karşı birçok eylem ve etkinlik düzenledi, çadır direnişleri yaptı.

Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM )COP30 iklim konferansı kapsamında Brezilya’nın Belém şehrinde, müzakerecilerden iklim eylemi için harekete geçmelerini talep etmek amacıyla yürüyüş düzenledi. “Büyük Halk Yürüyüşü” adı altında yapılan mitinge on binlerce kişi katılırken, mitinge katılan Huni Kuin Yerli topluluğundan Benedito Huni Kuin, “Bugün ormanımız yok edilirken bir katliama tanık oluyoruz. Amazon’dan sesimizi duyurmak ve sonuç talep etmek istiyoruz” çağrısında bulundu.

Ayrıca Kürdistan kentlerinde ekolojik tahribata karşı Mezopotamya Ekoloji Hareketi’nin (MEH) başlattığı ve iki ayı aşkındır süren “Bir palamut da sen topla, bir palamut da sen ek” kampanyası kapsamında toplanan binlerce palamut, toprakla buluşturuldu. MEH hedefinin 2 milyon palamut ağacı ekmek olduğunu duyurdu.

2025’te yaşanan bazı önemli olaylar:

* 1 Ocak: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2024 boyunca 12 bin 863 ÇED duyurusu yaparken, bunların 3 bin 813’ü “ÇED gerekli değil”, 666’sı “ÇED olumlu” kararlarıyken, sadece 11 “ÇED olumsuz” ve 454 “iptal/iade” kararı çıktı.

* 2 Ocak: Rize Pazar ilçesinde orman, tarla, çay bahçeleri ve su kaynaklarının bulunduğu bölgede 24 hektarlık alanda açılmak istenen bazalt taş ocağı için ÇED süreci başlatıldı.

* 15 Ocak: Denizli ve Burdur’a bağlı ilçelerde 93,791 hektarlık alanda işletilen krom madeninin kapasitesinin 3 katına çıkarılması için ÇED süreci başlatıldı.

* 13 Şubat: İzmir Tire ilçesine bağlı Çayırlı köyünde yapılmak istenen yol projesine için zeytin ve incir bahçelerinin kesilmek istenmesi üzerine, köylüler eylem başlattı.

* 25 Şubat: Danıştay tarafından su varlıkları ve ekosisteme zarar verebileceği gerekçesiyle iptal edilen Çukuralan Altın Madeni içinde yapılması planlanan kırma eleme tesisi için bakanlık tekrar “ÇED olumlu” kararı verdi.

* 11 Mart: İzmir Gaziemir ilçesindeki eski kurşun fabrikasında bulunan radyoaktif atıkların usulsüz ve denetimsiz olarak Torbalı’da bulunan bir park alanına taşındığı ortaya çıktı.

* 24 Mart: Trabzon Çaykara ilçesi Solaklı Vadisi’nde HES yapımı için alınan “ÇED olumlu” raporuna karşı açılan dava son

MA

İlgili Haberler

DEM Parti İmralı Heyeti ile AKP görüşmesinin tarihi belli oldu
Gündem

DEM Parti İmralı Heyeti ile AKP görüşmesinin tarihi belli oldu

16 Aralık 2025
Gelecek Partisi ve İmralı Heyeti ortak açıklama yaptı
Gündem

Gelecek Partisi ve İmralı Heyeti ortak açıklama yaptı

16 Aralık 2025
Kayyımın bitmeyen 12 milyon TL’lik mezbahası!
Gündem

Kayyımın bitmeyen 12 milyon TL’lik mezbahası!

16 Aralık 2025
İmralı Heyeti ile Gelecek Partisi görüşmesi başladı
Gündem

İmralı Heyeti ile Gelecek Partisi görüşmesi başladı

16 Aralık 2025
DEM Parti ve AKP Wan Milletvekilleri, Wanlı yurttaşların yaşadığı sorunları ve çözümleri görüşmek üzere Meclis’te bir araya geldi.
Gündem

DEM Parti ve AKP Wan Milletvekilleri, Wanlı yurttaşların yaşadığı sorunları ve çözümleri görüşmek üzere Meclis’te bir araya geldi.

16 Aralık 2025
Şiddet uygulayan zabıtalar mağdur, kendisi şüpheli oldu
Gündem

Şiddet uygulayan zabıtalar mağdur, kendisi şüpheli oldu

16 Aralık 2025
Politika'dan Günün Yorumu
AKP-CHP iktidar kavgası ve Süreç
Politika'dan Yorum

AKP-CHP iktidar kavgası ve Süreç

Politika Haber
15 Aralık 2025
Politika'dan Söyleşi
Sosyalist cumhurbaşkanı adayı Osman Zorba:  Burjuva güçler için çözümsüzlük en iyi çözümdür.
Politika'dan Söyleşi

Sosyalist cumhurbaşkanı adayı Osman Zorba: Burjuva güçler için çözümsüzlük en iyi çözümdür.

Politika Haber
26 Ekim 2025

EN SON HABERLER

DEM Parti İmralı Heyeti ile AKP görüşmesinin tarihi belli oldu

DEM Parti İmralı Heyeti ile AKP görüşmesinin tarihi belli oldu

16 Aralık 2025
Gelecek Partisi ve İmralı Heyeti ortak açıklama yaptı

Gelecek Partisi ve İmralı Heyeti ortak açıklama yaptı

16 Aralık 2025
Kayyımın bitmeyen 12 milyon TL’lik mezbahası!

Kayyımın bitmeyen 12 milyon TL’lik mezbahası!

16 Aralık 2025
İmralı Heyeti ile Gelecek Partisi görüşmesi başladı

İmralı Heyeti ile Gelecek Partisi görüşmesi başladı

16 Aralık 2025
DEM Parti ve AKP Wan Milletvekilleri, Wanlı yurttaşların yaşadığı sorunları ve çözümleri görüşmek üzere Meclis’te bir araya geldi.

DEM Parti ve AKP Wan Milletvekilleri, Wanlı yurttaşların yaşadığı sorunları ve çözümleri görüşmek üzere Meclis’te bir araya geldi.

16 Aralık 2025
Şiddet uygulayan zabıtalar mağdur, kendisi şüpheli oldu

Şiddet uygulayan zabıtalar mağdur, kendisi şüpheli oldu

16 Aralık 2025
Aykol tutsakların sesi olmaya devam ediyor: Hücre cezasından beraat etti ama tahliyesi engellendi

Aykol tutsakların sesi olmaya devam ediyor: Hücre cezasından beraat etti ama tahliyesi engellendi

16 Aralık 2025
Politika Haber

© Tüm hakları saklıdır
Politika Haber'de yayımlanan yazı, haber, fotoğraf ve videoların her türlü telif hakkı Mustafa Suphi Vakfı'na aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilmeden ve link verilmeden alıntılanamaz.

Bizi Takip Edin

Kurumsal

Künye

Hakkımızda

Çerez Politikası

Gizlilik Politikası

Kullanım Koşulları

Politika Haber, MA ve SPUTNIK abonesidir.

© 2025 Politika Haber - Büyük İnsanlık İçin Politika!

Sonuç Bulunamadı
View All Result
  • Politika’dan Yorum
  • Politika’dan Söyleşi
  • Gündem
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kadın
  • Gençlik
  • Göçmen
  • Emeklilik
  • Eğitim
  • Doğa
  • Tarih
  • Kültür
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Spor
  • Video Haber
  • Foto-Galeri
  • Tüm Haberler

© 2025 Politika Haber - Büyük İnsanlık İçin Politika!