Adı ilk kez Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlıktan istifaya zorlandığı süreçte gündeme gelen Pelikan grubuna yakınlığıyla bilinen, sık sık AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik övgüleri, muhalefet partilerine ve liderlerine yönelik ise hakaretamiz ifadeleri ile gündeme gelen Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan, Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu’nun (TRT) Yönetim Kurulu üyesi olarak görevlendirildi.
GÜLEN’E ŞİİR YAZDI
Hilal Kaplan adı, ilk kez Ergenekon ve Balyoz operasyonlarının yürütüldüğü süreçte duyuldu. O dönem Taraf gazetesinde yazdığı yazılar ile bu operasyonlara destek veren Kaplan, bir de Gülen Cemaati’nin lideri Fethullah Gülen için bir şiir yazmıştı. Taraf gazetesi, AKP ile Gülen Cemaati’nin kurduğu ortaklığın, devlet içinde kendilerine tehdit gördükleri kişileri ve grupları tasfiye etmek amacıyla giriştikleri bu operasyonlar için kamuoyu oluşturmak adına önemli bir görev üstleniyordu.
Hilal Kaplan’ın kayınpederi Salim Öğüt, cemaate ait kanallardan Mehtap TV’de program konuğuyken 2010 yılında kalp krizi geçirmiş, 18 Haziran 2012’de de yaşamını yitirmişti. Öğüt’ün ölümünün ardından taziye ilanı verenlerden birisi de Fethullah Gülen’di.
Günümüzde istisnasız bütün muhalif çevreleri “FETÖ ile işbirliği yapmak” ile suçlayan Hilal Kaplan’ın kişisel Twitter hesabı da Fethullah Gülen’e ve cemaatine yönelik övgü twitleri ile dolu. İşte onlardan bazıları:
“1- Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın iftarındaydık. Tüm konuklarla beraber Hocaefendi’nin selamını aldık. Dostlarla görüştük, hasbihal ettik (25 Temmuz 2012)
2- Mehtap TV. Fethullah Hoca Fatih Camii kürsüsünde. Tarih: 14 Nisan 1991. Hocaefendi’nin tekrar bu kürsülerden sesleneceği günler gelecek mi acaba? (2 Mart 2012)
3- @hkndrgt Sakarya Fırat TRT’de değil miydi? Ayrıca cemaat bu ülkenin başına gelen en iyi şeylerden biridir, beni başkalarıyla karıştırmayın. (29 Nisan 2013)
4- Hocaefendiye edilen sözleri, bana edilmiş gibi incitici buldum. Hedef alınan yalnız cemaat değil ki, cemaat nezdinde hepimiziz @ahamitbilici (14 Temmuz 2013)”
AKP’YE YANAŞTI
AKP ile Gülen Cemaati arasındaki kavganın görünür olduğu süreçte Taraf’tan ayrılarak Yeni Şafak’a geçen Kaplan, iki ortak arasındaki köprülerin tamamen atıldığı 17-25 Aralık sürecine dek Gülen Cemaati’ne yönelik övgülerini sürdürdü. 17-25 Aralık süreci ile birlikte cemaate karşı açıktan tavır alarak hükümete yanaşan Kaplan, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’a ait Sabah gazetesinde köşe yazarlığı, A Haber televizyonunda ise yorumculuk yaptı. Kaplan’ın adı, AKP içerisinde, dönemin AKP Genel Başkanı ve Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun 4 Mayıs 2016’daki istifasına yol açan AKP içi kavgada da sıkça geçti. Hilal Kaplan’ın, AKP içerisinde Pelikancılar olarak bilinen Davutoğlu karşıtı, Berat Albayrak yanlısı hizbi eşi Süheyb Öğüt ile birlikte örgütlediği iddia ediliyor. Pelikancıların, Davutoğlu ve ekibinin tasfiyesinin ardından AKP içinde, başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül olmak üzere çeşitli isimlere yönelik tasfiye girişimlerinde bulunduğu da sıkça ifade ediliyor.
MODANİSA’YA DANIŞMAN OLDU
Hilal Kaplan, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden üç hafta sonra, 9 Ağustos 2016’da ünlü tesettür firması Modanisa’yı “FETÖ’cü” olmakla suçlayan bir twit attı. Kaplan’ın yazarlık yaptığı Sabah gazetesi de, Modanisa şirketinin sahipleri Kerim Türe, Sami Güzel ve Lale Yalçın’ı “FETÖ’cü” olmakla suçlayan bir haber yaptı. Sabah’ın haberini paylaşan Hilal Kaplan, Modanisa’nın boykot edilmesi için çağrı yaptı.
Darbe girişiminden sonra Modanisa’yı “FETÖ’cü” ilan eden Hilal Kaplan’ın, 20-21 Nisan 2019’da Modanisa tarafından düzenlenen bir etkinlikte danışman olduğu ortaya çıktı. Kaplan’ın “FETÖ’cü” dediği firmanın danışmanlığını üstlenme nedenine dair bir açıklama yapılmazken, bu danışmanlık karşılığında bir ücret alıp almadığı da açıklanmadı.
KABATAŞ YALANI
2013’teki Gezi direnişi sırasında, AKP’li Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu’nun gelini Zehra Develioğlu’na yönelik saldırı ve taciz iddiaları, AKP ve Gülen Cemaati yanlısı gazetelerde sık sık işlenirken, Kabataş yalanının yaygınlaştırılmasında en büyük çabayı gösterenlerden birisi de Hilal Kaplan oldu. Daha sonraları yalan olduğu ortaya çıkan iddiaları sık sık gündeme getiren Hilal Kaplan, 16 Şubat 2014’te Yeni Şafak’ta yayınlanan yazısında, “… Olayın medyaya yansıdığı ilk günden itibaren Z.D.’nin beyanını esas almak şöyle dursun, içlerinde kadın hakları savunucusu olduğunu iddia eden kişiler de dahil ‘göster bakalım kamera kaydını’ pornografik talimatını vermekten öte hiçbir şey yapmadı.” ifadelerini kullandı. Kaplan, aynı yazıda, 2011 yılında şort giydiği için saldırıya uğrayan voleybolcu Nurcan İbrahimoğlu için gösterilen tepkinin Zehra Develioğlu için gösterilmediğini de iddia ederek, “Gezicileri” suçladı.
2015 yılında Sabah’a geçen Hilal Kaplan, Kabataş konusundaki dezenformatif yazılarını burada da sürdürdü. 14 Mart 2015’te Sabah’ta “Kabataş tacizcileri sarmış dört bir yanımızı” başlığıyla bir yazısı yayınlanan Kaplan, “Neymiş, Z.D.’nin uğradığı taciz kamera görüntülerinde yokmuş. ‘Kadının beyanı esastır’ ilkesini rafa kaldırıp görüntü fetişizmine teslim olacaksak, Z.D.’nin tacize uğramadığının da görüntüsü yok! Çünkü o anların 52 saniyesi kayıp. Muhtemelen MOBESE kayıtlarından sorumlu olan o paralel şirket tarafından, aynı Gezi’den aylar sonra 17-25 Aralık darbe sürecinde, belli kısımları seçilerek servis edildiği gibi, belli kısımları da silindi. Görünürde olan tek şeyse her gün biraz daha kaybolan insanlığınız! (…) Türkiye’de gerçekten her şey olunabiliyor ama rezil olunamıyor!” ifadeleriyle Kabataş yalanını sürdürmeye devam etti.
HABER MERKEZİ












