Barış ve Demokratik Toplum Süreci kapsamında Meclis’te kurulan komisyonun 15 Ekim’de gerçekleştirdiği 15’inci toplantısında dinlenenler arasında Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi’nden Ruşen Seydaoglu ve Feride Eralp da yer aldı. Feride Eralp, komisyonun tutumu ve sürecin gerekliliklerine dair değerlendirmelerde bulundu.
‘NASIL ORTAK BİR RAPOR ÇIKACAK?’
Komisyonda yapılan sunumlarda hiçbir şekilde söz alınmaması, soru sorulmaması ve araya girilmemesi yönünde karar alındığını belirten Feride Eralp, bunun birbirinden farklı kesimlerin yer aldığı komisyonun hiçbir tartışma yürütmemesi anlamına geldiğini söyledi. Feride Eralp, “Komisyonun bu kararı gerçek anlamda bir tartışmayı, yüzleşmeyi, barışa giden yolda belli hakikatleri ortaklaştırmayı ve bundan süzerek bir barış yasası oluşturabilmeyi imkansız kılıyor. 5 başlıkta talepler ifade ettik ve buna dair bir sürü veri sunduk ve kendi tanıklıklarımızı paylaştık. Ama bizim söylediklerimiz üzerinden milletvekillerinin ne düşündüğünü, ne tarttıklarını, ne tartıştıklarını biz duyamadık. Bu kadar konuşulmayan bir yerden bütün bu farklılıkları süzerek nasıl bir ortak rapor çıkacak?” diye sordu.
‘YÜZLEŞMEDEN BARIŞ OLMAZ’
Komisyonun anadil, sivil hayata katılım gibi konularda bir çerçeve çizmesi ve somut taleplerin yasalaşması konusunda bir rol alması gerektiğine dikkat çeken Feride Eralp, dinleme ve raporlamanın önemli olduğunu ancak yetersiz bir misyon olduğunu belirtti. Komisyonda daha önce de tartışma çıkan oturumlar olduğunu hatırlatan Feride Eralp, “Barış Anneleri’nin dinlendiği oturumda Kürtçe konuşmalarına izin verilmediği için bir tartışma çıkmıştı. O günden bugüne Meclis Başkanı’nın kendisinin Kürtçe mesaj vermesi gibi adımlar oldu. Ama bunların hiçbiri somut değil, hepsi niyet beyan düzeyinde. Hiçbir tanesinin yasal bir karşılığı yok. Bunun döneme bağlı değişmemesi için yasal dayanağı olmak zorunda. İkinci tartışma çıkan mesele Hizbullahçıların dinlendiği oturum. Hizbullah meselesi hem kadınlar, özellikle Kürt kadınları açısından hem de Kürt halkına karşı bir tür kontrgerilla özel savaş taktiği olarak kullanılmasından dolayı çok tarihsel ve bugüne dair tartışmalı bir meseledir. Bunun üzerinden bir gerilim elbette olacaktır. Toplum bunları hiç tartışmadan, hiç konuşmadan, hiç yüzleşmeden barışamaz” dedi.
‘FAİLLER KARAR VEREN MAKAMLARDA’
Komisyonda yaptıkları sunumda sözlerinin kesilmesinin tesadüf olmadığına vurgu yapan Feride Eralp, “Üniformalıların, devletin gücünü arkasına alan kişilerin işlediği kadınlara ve çocuklara yönelik cinsel taciz, istismar, tecavüz, cinsel saldırı veya bunların tehdidi gibi suçların sistematik olarak soruşturulmaması, beraatle sonuçlanması, üstünün örtülmesi, tam tersine bunu açığa çıkaran gazetecilerin vesaire susturulması pratiğine dair bir örüntüye işaret ettik. Biz orada şunu söyledik; ‘90’larda kadınlar cinsel istismara uğradı ve hala bunun hafızasıyla ve korkusuyla yaşıyorlar. Dolayısıyla da bu kadınlar karakol gördüklerinde, polis, asker, özel harekatçı gördüklerinde bir tehditle ve korkuyla yaşıyorlar.’ Bir kadının, bir kız çocuğunun üniformalı bir memur gördüğünde neden korktuğunu sorgulamadığımız sürece barış yapmış sayılmayız. O savaş, kadınların bedenleri üzerinde ve gündelik yaşamlarında, çocukların hayatlarının içinde, okula giden kız çocuklarının önünden geçtiği üniformalı memurdan korkmasında yeniden tezahür eder ve yaşanır. Bununla yüzleşmediğiniz, sürece bunun üzerine düşünmediğiniz sürece siz o toplumsal barışı nasıl sağlayacaksınız? Zaten bu dönemlerde emniyet bürokrasisi içinde görev yapmış, dolayısıyla söz konusu suçları işleyen memurların amiri pozisyonunda olmuş kişiler o komisyonda milletvekili olarak da oturuyorlar. Yüzleşmeme dediğimiz şey, kimi suçların faillerinin barış süreçlerinde de çok önemli kararları veren makamlarda oturmalarına sebep oluyor” ifadelerini kullandı.
‘BAĞ KURULMALI’
Kadınların şiddet, yoksulluk, kadın cinayetleri gibi saldırılar karşısında “hayatta kalma” mücadelesi vermek zorunda kaldığını dile getiren Feride Eralp, “Dolayısıyla bu hayatta kalma mücadelesiyle barış ihtiyacı arasında bir bağ kurmamız gerekiyor. Bu bağı kuramadığımız sürece kadınlar açısından önceliği barış haline getirmek çok zor. Savaş politikalarının pekiştirdiği hem erkeklik hem de devletin bekası altında kadınların ezilmesi, kadınların güvenliğinin her zaman devletin bekasının gerisinde kalması meselesinde tetikleyicilerinden. Dolayısıyla barış için emek veren biz kadınların önünde, kadınların hayatta kalma mücadelesiyle barış mücadelesi arasında koparılamaz bir bağ kurma sorumluluğu yatıyor. Kadınların ve LGBTİ+’ların yaşamlarının, eşitliğinin, hayatta kalışlarının, güvenliğinin önceliklendirildiği ve devletin beka söylemi altında en geri plana atılmadığı bir geleceğin inşası için birlikte mücadele etmemiz gerekiyor” diye belirtti.
DEVLETİN ATMASI GEREKEN ADIMLAR
Devletin öncelikli olarak atması gereken adımlar için siyasi bir irade göstermesinin yeterli olacağını vurgulayan Feride Eralp, “Bir tezkere geçirildi. Bu istenenin ve umulanın tam tersidir. Yani, tezkereyi getirmemek bir ilk adım olabilirdi ama olmadı. Siyasi tutsaklar haricinde herkes serbest bırakılabilirken, siyasi ve hasta tutsakların serbest bırakılmaması kabul edilemez. İHD’nin raporuna göre hasta tutsak sayısı b 500’e yakın. Bu hasta tutsaklar açısından çok hızlıca adımlar atılabilir. Biz bu talep doğrultusunda kimi yasal değişiklikler de önerdik; ‘Terörle mücadele kanunun kaldırılması, siyaseti suç haline getirilen kimi kanunların değiştirilmesi, kaldırılması. Savaşı bitirmekten konuşuluyorsa, savaştaymışız gibi kanun yapılmaması. Kayyumların çekilmesi, tutuklu olan belediye başkanlarının serbest bırakılması, yerel iradeye, yerel yönetimlere bu müdahale halinin son bulması.’ Biz buna dair sözümüzü komisyonda da söyledik. Müzakereler sürdürülürken komisyonda temsil edilen Meclis’teki diğer partilerin, sivil toplumun, kadın örgütlerinin, gazetecilerin de devletle müzakereyi yürüten aktör olan Abdullah Öcalan ile görüşmesinin önü açılmalı” dedi.
‘BARIŞ BİZ KADINLARIN MESELESİ’
Meclise getirilen bütçenin bir “savaş bütçesi” olduğunu ve buna karşı da söz söyleyeceklerini belirten Feride Eralp, şöyle devam etti: “Tüm kadınlara çağrımız; barışın kadınlar için ne demek olduğunu gelin birlikte tartışalım. Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi’ne katılabilirsiniz. Pek çok şehirde de toplanıyoruz, pek çok şehirde farklı kadın platformları ile birlikte de yol alıyoruz. Dolayısıyla barış aslında biz kadınların meselesi ve bunu daha da genişleyerek, daha da toplumsallaşarak birlikte tartışmak zorundayız. “
Yeşim Tükel / MA














