Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) 3 kez “cezaevinde kalamaz” raporuna rağmen “toplum güvenliği için tehdit oluşturduğu” iddiasıyla tahliye edilmeyen Abdulkadir Kuday, 2 Ekim’de Metris R Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşamını yitirdi. Kuday’ın koğuş arkadaşı Ergin Aktaş’ın, Kuday’ın ölümünden önce kaleme aldığı ve “Kuday’ın son aşamada olduğunu” uyarısında bulunduğu mektubu ortaya çıktı. Aktaş’ın tahliye edilen bir arkadaşına gönderdiği mektup, Kuday’ın hayatını kaybettiği gün alıcıya teslim edildi.
“SON AŞAMADAYIZ” UYARISI
Aktaş, Kuday’ın durumunun her geçen gün kötüleştiğine işaret ederek, bu durum karşısında “çaresiz” olduğunu ifade etti. Mektubu yazarken sık sık nöropatik ağrılar yaşadığını ve bu yüzden ara vermek zorunda kaldığını belirten Aktaş, “Abdulkadir yoldaşın durumu çok ağır. Biz artık son aşamaya gelmiş durumdayız. Bir yoldaş senin gözünün önünde yavaş yavaş eriyor ve sadece bir deri ve kemiği kalıyor. Bu durumda koca bir dağ da olsan çürüyüp erirsin. Zaman geçtikçe durumu daha da kötüleşiyor ve ağırlaşıyor” ifadelerini kullandı.
“GÖZÜM UMUTLU BİR HABERDE”
Mektubunda, Kuday’ın hastaneye kaldırıldığı her anda “umutlu” haberler beklediğini ifade eden Aktaş, “Abdulkadir arkadaşın durumu bana çok ağır geliyor. Ben de bu ağırlığın altında eziliyorum. Gözüm umutlu bir haberde. Ancak bu haberin gelmeyeceğinin de farkındayım” diye kaydetti.
“WERIN (GELİN)”
Kuday için bir şey yapılmamasına sitem eden Aktaş, “Biliyorum herkes kendi menfaatinin peşine düşmüş. Evet, burada bazen koğuşumuza gelip gidenler oluyor, fakat bir şey yapmak için gelen yok” ifadelerini kullandı.
Aktaş, mektubundaki sitemini ise, Mihemed Arif Cizrawî’nin “Ez nexweş im (Hastayım)” şarkısındaki bir hastanın “werin (gelin)” demesi üzerinden anlattı. Mektupta, şarkıdaki hastanın “gelin” demesine rağmen kimsenin yanına gitmediğine işaret ederek, “Gidenler de zaten yanında olanlar arkadaşlarıydı. Şunu söyleyebilirim ki, açıkçası bütün bu yaşananlar beni çok derinden etkiliyor” diye kaydetti.
Ömer İbrahimoğlu / MA