Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat çağrısıyla başlayan Barış ve Demokratik Toplum Süreci kapsamında PKK’nin fesih ve silahsızlanma kararının ardından Kürt Özgürlük Hareketi, 26 Ekim’de olası çatışma ve provokasyonlara karşı güçlerini geri çektiğini açıklayarak sürecin ikinci aşamasına geçildiğini duyurdu.
Sürece ilk günden bu yana destek veren Barış Anneleri de sürecin başarıyla sonuçlanması için mücadele edeceklerini söyledi.
BARIŞ MÜCADELESİ
Sûr’da 2016 yılında kızı Zehra Oruç’u kaybeden ve yıllarca cenazesini almak için mücadele eden Barış Annesi Bezo Oruç, devletin adım atmamasını ve öncelikli olarak da Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması gerektiğini ifade etti. Bezo Oruç, “Başka anneler ağlamasın diye barış olsun” dedi.
Barış için ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduklarını dile getiren Bezo Oruç, “Barış için gerekirse bombalar önünde canlı kalkan olacağım. Ölümden korkmuyor. 7’den 70’ine herkes barış için çalışmalıdır. Barışın sağlanması için Önderliğimizin özgür olması gerekir. Önderliğimiz özgür olmadan barış olmaz” diye konuştu.
‘ÖNDERLİĞİMİZ HER ZAMAN BARIŞ İSTİYOR’
Süreç için Meclis’te kurulan komisyonun çalışmalarının yetersiz olduğunu ifade eden Bezo Oruç, “Komisyonun bugüne kadar Önderliğimizle görüşmemesi eksikliktir. Önderliğimizin önünü açmalılar her kesimden insanların onunla görüşme sağlanması gerekir. Bahçeli de Erdoğan da Önderliğimizle görüşmelidir. Hani Bahçeli diyordu: ‘Meclise gelsin konuşsun?’ Ne oldu?Önderliğimiz her zaman barış isteyen biridir. Kimsenin ölmesini istemiyor. Bir insan öldüğünde en çok rahatsızlık duyan kişidir. 93’ten beri hep barış istiyor” diye konuştu.
Bezo Oruç, medyanın Abdullah Öcalan’a yönelik kullandığı dili de eleştirdi.
‘TECRİTE RAĞMEN BARIŞ MÜCADELESİ VERİYOR’
Tenzile Baydar, Abdullah Öcalan’ın 27 yıldır İmralı Adası’nda tek kişilik hücrede ve ağır bir tecrit işkencesi altında olmasına rağmen barış için mücadele ettiğini belirterek,”Önderliğimiz bu süreci başlatmış ve herkesin bu sürece sahip çıkmasını istiyoruz. Bizde dilimizi kültürümüzü özgürce yaşamak istiyoruz. Oysa hala gençlerimiz düğünde halay çektiği için gözaltına alınıyor. Mecliste kurulan komisyona Barış Annelerini çağırıyorlar, anneler Kürtçe konuşuyor ancak Kürtçeyi yasaklıyor. Anadilimizin olmadığı bir ortamda barışın ve kardeşliğin sağlanması mümkün değildir” dedi.
‘ÖNDERLİK KÜRDÜN ÜZERİNDEKİ ÖLÜ TOPRAĞI ATTI’
Barışın sağlanması için Abdullah Öcalan’ı kendi aralarında görmek istediklerini söyleyen Tenzile Baydar, “Neden kimse bu gerillalar ellerine silah alıp dağa gitti sorusunu kendisine sormuyor? Bunlar keyiflerinden dolayı gitmediler. Baskılar nedeniyle, dili ve kültürü inkar edildiği için gittiler. Gidenlerin hemen hemen hepsi okumuş doktor, öğretmendiler. 90’lı yıllarda Kürt olarak çok baskılar gördük inkar ediliyorduk ancak Önderlik sayesinde Kürt halkı kendine geldi ve bugün ben Kürdüm diyebiliyor. Adeta ölü toprağı Kürtler üzerinden attı. Artık hasta tutsaklar serbest bırakılmalıdır. Gerillalar gelip siyaset yapsın. Bunun için yasal zemin hazırlanmalıdır. Hala gerillaların taziyelerine izin verilmiyor. Önderliğimiz özgür olmadan ne Kürt halkı ne Türk halkı ne de Ortadoğu halkları özgürleşemez. Bu nedenle Türk annelerine sesleniyorum; gelin sizde elinizi bu barışa uzatın ve bu barışı hep birlikte sağlayalım. Barış tek taraflı sağlanamaz. Her defasında Kürt tarafı adımlar atıyor artık devletin de adım atması gerekir” dedi.
‘BARIŞ İÇİN ADIM ATIN’
Bu sürecin barışla sonuçlanmasını istediklerini ifade eden Zeynep Aslan, “Türkiye ekonomisi bu savaşa gitti. Ekonomisi bombaya verilerek dağlar taşlar bombalandığı için ülke ekonomisi bitmiş durumdadır. Ekonomisini düzeltmenin yolu bu barışı sağlamak ile olur. Barış sağladığında da her iki halka yarayacak. Bu devleti sadece Türkler kurmadı Kürtler de kurdu neden dilleri yasaklı, anadillerinde eğitim hakkı yok. Anadilde eğitim istemekle ‘bölücülük mü yapıyoruz?’ biz bunu kabul etmiyoruz. Barışın sağlanması için Önderlikle görüşme sağlanmalıdır. Mecliste bir şey söylüyorlar 2 ay geçiyor bir adım atılmıyor, barış böyle gelmez böyle olursa onlara güvenmiyoruz” diye konuştu.
Mehmet Güleş – Abdülkadir Ayten / MA














