Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) ikinci gününde devam eden “Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’nın katılımcıları, konferansı ve öne çıkan mesajları değerlendirdi. Konferansta sunum yapanlardan siyasetçi Prof. Cihangir İslam, konferansın Türkiye’de başlayan süreç için önemli bir başlangıç olduğunu söyledi. Konferans salonun dolması ve katılımcıların dikkatli bir şekilde konferansı takip etmesini, barış ve Kürt sorununun çözülmesinin arzusunun bir yansıması olarak gördüğünü ifade eden İslam, “Bunlar sevindirici şeyler. Siyasetçilere, kalem tutanlara düşen şey bu talebe hızla cevap vermek” dedi.
Konferansta paylaşılan çatışma-çözüm deneyimlerine işaret eden İslam, dünyanın her yerinde Türkiye’de yaşanan çatışmaların benzerlerinin ve daha ağır yaşanan süreçlerin olduğuna da tanıklık ettiklerini ifade etti. İslam, “Tarih bunlarla doldurulmuş vaziyette. Bunlar netice de insanların neden olduğu ve insanlar tarafından çözülecek meselelerdir. Bu sorunlar zaman içinde yanlış algıların ya da yanlış yargıların insanların zihnine yerleşmesiyle, kendini ötekinden farklı görmesi ve öteki ile eşit görmemesinden kaynaklanıyor. Gazze’yi görüyorsunuz. 1990’lı yıllarda Bosna’yı gördük. Ortadoğu’da Irak’ı, Suriye’yi, Mısır’ı gördük. Bunları üst üste koyduğumuz da bunları yine çözecek olan da bizleriz. Ortadoğu’da hatta dünyada halklar arasında ciddi bir problem olduğunu düşünmüyorum. Halkların çatışmaya doğal olarak yatkın olmadığını ancak birtakım provokasyonlar veya söylediğim yanlış zihin oluşumları nedeniyle bu noktalara ulaştığımızı görüyoruz. Biz halklar olarak el ele verirsek, bunları aşabiliriz” diye konuştu.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın konferansa gönderdiği mesajını “yapıcı” olarak yorumlayan İslam, “Bu bir başlangıç, süreç boyunca hukuk ve siyaset konusunda toplum farklı noktalara doğru bir seyahate başlayacak diye umuyorum” ifadelerini kullandı.
‘ALINACAK ÇOK DERS VAR’
DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi İlknur Birol da konferansa gelen mesajların ve deneyim aktarımlarının Türkiye’de başlayan sürece önemli bir katkısı olacağını belirtti. Deneyim aktarımlarıyla birlikte çatışma-çözüm süreçlerinin bir anda tek dokunuşla çözülmediğinin bir kez daha görüldüğünü aktaran İlknur Birol, “Bu süreçlerin uzun dönem tarifi ve anlamlı yol haritalarıyla ilerletilebileceği konuşmalarla tescil edildi. Alınacak çok ders var” diye belirtti.
‘YOL GÖSTERİCİYDİ’
Yarım asır çatışmalarla süren bir sorunu çözmenin, eşitlik içeren yeni bir toplum modelinin inşa etme duygusunun konferansta açığa çıktığını vurgulayan İlknur Birol, bunun da yol haritasının mücadele olduğunun konferansta açığa çıkan mesajlardan olduğunu belirtti. Abdullah Öcalan’ın konferansa gönderdiği mesaja işaret eden İlknur Birol, “Sayın Öcalan’ın mesajı daha önce kamuoyuna sunduğu perspektifin süzülmüş halinin yansımasıydı. Yol göstericiydi. Bir barış tahayyülünün nereden geçtiğini ve hangi adımlar atılarak, kolaylaştırabileceğine dair önemli noktalara vurgu yapılmıştı. Hem teorik olarak bir bakış açısı geliştirme hem de pratik atılması gereken adımlarla ilgili belirgin vurgular vardı. Sayın Öcalan barışı demokratik toplumla birlikte telaffuz eder. Bunu birbirinden ayırmayan, bunun bir yolculuk, mücadele, yeniden kuruluş olduğunu söyleyen ana fikri hem Türkiye kamuoyuna hem de dünya kamuoyuna modelleme ile ifade ediyor. Bunun içinde şiddet arınmış, buna uyumlu bir toplumun kurulması gerektiğini vurguluyor” şeklinde konuştu.
‘YENİDEN MÜCADELE GEREKTİĞİNİ SÖYLÜYOR’
Abdullah Öcalan’ın savaşla, çatışma ile beslenen zihniyetin yok edilmesi gerektiğini vurguladığını ifade eden İlknur Birol, şöyle devam etti: “Bu ideolojik bir kırılmadır aslında ve bunu bütün bir topluma teklif ederek, yapıyor. Bunu sadece sözle değil, bunun örgütlemesinin, eyleminin yeniden kuruluşunun da bir mücadele gerektirdiğini söylüyor. Meclis zeminine taşınmış olan bu sorunun hukuki anlamda da hem meşrutiyetini hem de güvencesini sağlayacak adımların atılması gerektiği önermesinde bulunuyor. Aynı zamanda topluma da bir ufuk ve gelecek vaadinde bulunuyor. Burada da insanların kendini etnik, cinsiyet, inanç kimliğinden bağımsız sömürüden azade edilmiş şekilde, insanın insan gibi yaşayacağı bir toplum ihtiyacını sosyalizm vurgusuyla yeniden ve güçlü bir biçimde yapıyor. Kuşkusuz bu 21’inci yüzyılda çok zengin bir tartışma zemini de sunan bir yaklaşımdır.”
‘YENİ BİR YOLCULUK BAŞLAMIŞTIR’
Kendini yeniden kuran bir toplumun kurucuları olmak gerektiğinin de mesajda vurgulandığını aktaran İlknur Birol, şöyle devam etti: “Umut ediyoruz ki; bu meselede silahın devreden çıktığı, demokratik zeminlerin zenginleşerek, hayat bulduğu, mücadele biçimini silahla sürdürenlerinde demokratik siyasetle toplumsal yaşama yeni bir inşacı güç olarak da katılabildiği yolların açılmasıdır. Burada parlamentoya, siyasetçilere önem düşüyor ama en çok topluma önemli bir rol düşüyor. Toplum ‘Bu böyle gitmez’ diyecek bir noktada değişimi arzular hale getirilmesi gerekiyor. Barışa giden yolda toplum, ırkçı, nefret içeren, ayrımcılık türeten ilişkiler ağından ve mekanizmalardan kurtularak, ilerleyebilir. Sosyalistlerin, devrimcilerin, barış arayıcıların görevi de bunu hatırlatmak hem de bunun nasıl yapılacağına dair aktif rol oynayarak, göstermek olmalıdır. Bugün artık tarihi seyreden değil, tarih yapıcılığına soyunulması gereken bir dönemdeyiz. Zorlu bir yolculuktur, hemen yarın bitmeyecektir. Toplumun değişimi, dönüşümü bir devrim meselesidir. Bu işi sırtlananlarda bu zorlukları iyi biliyorlar. Uzun sürecek yeni bir yolculuk başlamıştır. Herkese başarılar diliyoruz.”
Toplantıyı izlemek için gelen Berivan Kaya ise, dünya deneyimlerinde yaşananların neler olduğu ve Türkiye’deki sürecin gelişmesinde neler beklendiğini görebilmek için konferansa katıldığını vurguladı. Berivan Kaya, “Deneyimlerde gördüğümüz hemen hemen hepsi zorlu süreçler geçirmişler. Benzer süreçleri de geçirmişler. Bizdeki fark uzun sürmesidir. Ama umutluyum, güzel bir ilerleme söz konusu ancak şeffaf olunması taraftarıyım. Doğru bir şekilde bilgilendirilmeyi, gelişmelerden haberdar olmayı isteriz. Çünkü barış kıymetli bir şey” diye konuştu.
Berivan Altan – Hîvda Çelebi / MA
















