Kamuoyunda büyük tartışmalara neden olan 11’nci Yargı Paketi 27 Kasım’da Meclis Başkanlığı’na sunuldu. 38 maddeden oluşan pakette, ifade ve düşünce özgürlüğüne yönelik müdahaleler içermesi dikkat çekti. Sanal bahis, sanal kumar, dolandırıcılık, kutlama günlerinde taşkınlık çıkarma ve trafikte yol keseme suçlarına ilişkin düzenlemelerin yanı sıra yeni bir infaz düzenlemesi de yer alan pakette, 31 Temmuz 2023 tarihinden önce suç işleyen ancak cezası kesinleşmeyen tutsaklar denetimli serbestlik süresini dışarıda tamamlayabilecek. Ancak önceki düzenlemelerde olduğu gibi siyasi tutsaklar bu düzenlemeden de yaralanamayacak.
Yarın (3 Aralık) Adalet Komisyonu’nda görüşülecek 11’inci Yargı Paketi’ne ilişkin avukat Ulaş Ertaş ile konuştuk.
‘YARGI PAKETİ PROBLEMLİ’
31 Temmuz 2023’te “covid izni” ile yapılan düzenlemelerde tekniki problemlerin olduğunu belirten Ertaş, “O zamanda çok karşı çıktık. Bu tekniki hatanın daha sonra 10’uncu Yargı Paketi ile düzeltileceği söylendi. Ancak 11’inci Yargı Paketi’nde 5278 Sayılı İnfaz Yasası ile yeniden önümüze geldi. Gelen yasa aslında infaz yasasının nasıl bölündüğünü açık bir şekilde ortaya çıkartıyor. Paket 31 Temmuz 2023 tarihini kesinleşme tarihi değil bir suç tarihi olarak baz aldı. Adli mahkumlar yönünden yapılan düzenlemede bu tarihten önce suç işleyen kişiler hakkında denetim ya da açık cezaevine geçme durumu oldu. 2023’teki değişikliği de bu paketteki değişiklileri de iktidar yaptı. Baktığımız zaman iktidarın yeni bir şey ortaya koymadığı, önümüze koydukları düzenlemelerin yeniymiş gibi gösterildiğini görüyoruz. Bu anlamda yargı paketi çok problemli” diye belirtti.
SİYASİ TUTSAKLARI KAPSAMIYOR
Pakette ceza kanunundaki bazı suçlamaların alt sınırının arttırıldığını bazı suçlamalara da yeni maddelerin eklendiğini söyleyen Ertaş, bunların öngörülemez maddeler olduğu için tartışıldığını dil getirdi. Aynı yargı paketinde avukatlık kanununa ilişkin de birtakım değişiklikler yapılacağını sözlerine ekleyen Ertaş, “Ucu açık ve öngörülemez tasarılar söz konusu. Bu yüzden eleştirmemiz gerekiyor. Yine eleştirmemiz gereken bir diğer nokta da infazda eşitliğin olmaması. İnfaz aşamasında adli mahkumlara erken açığa ya da denetime ayrılma hakkı verilirken, bunlar siyasi mahkumları kapsamıyor. Açık bir şekilde adaletsiz bir durumun olduğunu görüyoruz. Bunu ısrarla söylememize rağmen tasarıyı hazırlayan iktidar hiçbir reaksiyon almıyor ve siyasi mahpuslar açık bir şekilde ayrımcılığa uğruyor. Taslağın bu şeklini eleştiriyoruz. Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ni baz aldığımız zaman, iktidarın basit bir yargı taslağında basit bir değişiklik yapmaması ve olumlu bir gelişme göstermemesi eksik kaldığının göstergesidir” ifadelerini kullandı.
‘TASLAKLAR YAMA HALİNE GELDİ’
İktidarın yaptığı yasa taslaklarını “yama” olarak nitelendiren Ertaş, şöyle devam etti: “İktidar yeni bir sistem kurulup daha öngörülür infaz kanunu yapmaktan ziyade sürekli bir yama yapma arayışında. Dolayısıyla yeni yasa taslağında hak ihlallerini arttıracak düzenlemeler mevcut. İktidar ‘eşitliği sağladık’ diyor. Fakat bu eksikliklere sebebiyet veren yine sizdiniz. Ancak ceza adaletini sağlamayan bu paketin toplumsal bir karşılığı bulunmamaktadır. Bu noktada içine girdiğimiz süreçle bir birlikte bütüncül bir şekilde yeni bir infaz kanunu ile infaz yasalarındaki eşitsizliklerin ortadan kaldırılması lazım.”
MA / Uğurcan Boztaş
