Güneydoğu Anadolu Bölgesi Belediyeler Birliği (GABB) ve Demokratik Yerel Yönetimler Kadın İl Kurulu’nun, kadınların yaşadığı sorunlara kolektif çözüm üretmek ve kadın dayanışmasını örmek adına sivil toplum örgütlerinde yer alan kadınlarla, “Kadın yaşamdır, yaşam kendini yönetmektir” şiarıyla daha önce Mêrdîn’de yaptığı buluşmanın ikincisi İpekyolu Sanat Galerisi’nde gerçekleşti. Buluşmaya Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad/TJA), Barış Anneleri, kadın kooperatifleri, belediye meclis üyeleri ve kadın örgütlerinin yanı sıra çok sayıda kadın katıldı. Buluşmaya konuşmacı olarak ise Wan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Neslihan Şedal, Rêya Armûşê Belediyesi Eşbaşkanı Canan Uzunay, Wan Kent Konseyi Eşbaşkanı Sevgi Özdinç, TJA aktivisti Gülşen Kurt ve GABB Kadın Müdürü Necla Gürsoy katıldı. Buluşmanın yapıldığı salona “Jin jiyan e, jiyan xwebirêvebirin e” ve “Sözümüz bitmedi, şiddeti birlikte durduracağız” yazılı pankartlar asıldı. Buluşmada sık sık “Jin, jiyan, azadî” sloganı atıldı.
Buluşmada ilk olarak konuşan Necla Gürsoy, bu çalışmaları başka kentlerde de gerçekleştirdiklerini paylaşarak bu buluşmanın çok kıymetli olduğunu dile getirdi. GABB Kadın Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen çalışmalardan bahseden Necla Gürsoy, kayyım politikaları nedeniyle kadın çalışmalarında büyük bir tahribatın oluştuğunu ancak bu çalışmaları sürdürmeye devam ettiklerini söyledi.
Ardından hazırlanan sinevizyon gösterimi izletildi. Sineviyon gösteriminin ardından söz alan Rêya Armûşê Belediyesi Eşbaşkanı Canan Uzunay, buluşmanın önemini vurgulayarak kadınların görüş ve önerilerini almak amacıyla buluştuklarını ifade etti.
TARİHİ ÇAĞRIYA VURGU
TJA aktivisti ve DEM Parti İl Eşbaşkanı Gülşen Kurt da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından yapılan tarihi çağrıyla birlikte yeni bir sürece girildiğini ifade ederek kadınların yıllardır kadını yok sayan, kadın üzerinde tahakküm kuran eril iktidarlara karşı mücadele etmeye devam ettiklerini belirtti. Gülşen Kurt, “Bizler bu mücadeleyi sürdürürken günbegün kadın mücadelesinin büyüdüğünü, ‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesinin tüm kadınların sesi olduğunu gördük. Yok sayılan kadınlar, mücadelenin özneleri olarak dünyanın her tarafında mücadelenin saflarında yer almaya devam ediyorlar. Ortadoğu’da egemenlerin çıkardığı savaşlardan en çok etkilenen kadınlar olmaktadır. Bizler tüm kadınlara öncü olmuş bir mücadele hattını ördük. DEM Parti Kadın Meclisleri olarak bu yeni süreçte gelinen noktada, özgün kadın toplantılarımızla kadınlarla bir araya gelerek bu sürecin bizler açısından tarihi önemini anlatarak halkın önerilerini alarak bu sürece katkıda bulunuyoruz. Bu sürecin en değerli olanları anneler ve kadınlardır” dedi.
‘KATLİAMLARI KABUL ETMİYORUZ’
Son yıllarda yürütülen göç politikalarıyla, kadın katliamlarıyla ve kadın işsizliğiyle kadınların alanlardan koparılmak istendiğini dile getiren Gülşen Kurt, “Bizler de her alanda sesimizin, kimliğimizin mücadelesini vererek bu politikaları kabul etmediğimizi, kadınların katledilmesini kabul etmediğimizi her seferinde dile getiriyoruz. Wan halkının iradesine kayyım atanmışsa bunun nedeni kadın kazanımlarının öne çıkmasıdır. Kadın kazanımlarının büyüklüğünün farkında oldukları için en başta bunu bertaraf etmeye çalışıyorlar” şeklinde konuştu.
‘SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLÜLÜĞÜ ÇOK ÖNEMLİ’
Kent Konseyi Eşbaşkanı Sevgi Özdinç de sivil toplum örgütlerinin denetim gücü olduğunu ve iktidarın kadın örgütleri tarafından denetlenmek istemediğini vurgulayarak özellikle kadın örgütlerinin itici güç durumunda olduğunu kaydetti. Sevgi Özdinç, “Bu buluşma bizim için çok önemli. Kayyımların en çok müdahale ettikleri alan kadın kurumlarıydı. Her zaman öncelikle kadın kurumları kapatıldı, kadın çalışanlar işten çıkarıldı. Biz bu sistemi reddediyoruz. Son birkaç aydır belediyeler kadın çalışmaları noktasında çok emek verdi. Çünkü kadın kenti olma gibi bir amacımız var, hedefimiz büyük. Evet, Wan Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atandı ancak çalışmalarımıza devam ediyoruz. Sivil toplum örgütlülüğü çok önemli. İki yıl içerisinde Star Kadın Derneği’nin yayınladığı iki rapor var. Biri kadın şiddet haritası, diğeri de derin yoksulluk. Buradaki veriler çok çarpıcı veriler. Burada müdahale yine biz kadınlara bırakıldı. Bizim müdahale etmemiz gereken nokta rahatsız etmektir. Kent Konseyi de yakın zamanda kuruldu. Tıpkı GABB gibi bir çatı örgütü ve buraya tüm kurumlar dahil. Bu çalışma içerisinde bizler meclisler oluşturuyoruz. Önceliğimiz kadın meclisinin oluşturulmasıdır. Çalışmalarımız aktif şekilde devam ediyor. Kadın mücadelesini de bu şekilde aktif etmemiz gerekiyor. Bunu hep beraber hareket edip müdahaleyi oradan gerçekleştireceğiz” şeklinde konuştu.
‘KADININ OLMADIĞI ALANLAR YAŞAM ALANLARI OLAMAZ’
Neslihan Şedal ise “Kadın yaşamdır, yaşam kendini yönetmektir” şiarıyla buluştuklarını dile getirerek kadının irade olmadığı alanların, demokrasinin ve yaşamın alanları olamayacağını vurguladı. Neslihan Şedal, “Demokratik ve özgür bir yaşamın sağlanması için kentlerimizi, alanlarımızı kadın iradesiyle kendimiz yöneteceğiz. Bunu da demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmayla yapacağız. Burada buluşmamızın amacı kentimizde yaşanan sorunlara, sivil toplum örgütleri ve yerel yönetimlerle birlikte kolektif çözümler üretmek ve kadın politikalarını nasıl bir stratejiyle geliştireceğimizi konuşmaktır. Kentlerimizin, meydanlarımızın özgür olması için ilk önce kadınların yönetim mekanizmalarında yer alması, söz kurabilmesi ve yönetebilmesi gerekiyor. Bizler de eşbaşkanlık sistemiyle eşit temsiliyetle bunu yerine getirmeye çalışıyoruz. Aynı zamanda bir şiarımız daha var. ‘Sözümüz bitmedi, şiddeti birlikte durduracağız.’ Maalesef yaşadığımız bölge neredeyse bir gün içerisinde onlarca kadının katledildiği, yüzlerce kadının şiddete maruz bırakıldığı bir coğrafya. Örgütlü bir kadın mücadelesi var ama bu örgütlüğe karşı sistematik bir politika da uygulanıyor. Bizler yerel yönetimler olarak buna karşı güçlü bir mücadele örmeye çalışıyoruz” diye belirtti.
Konuşmaların ardından görüş ve önerilerin paylaşıldığı buluşma, basına kapalı olarak devam etti.
MA
