Türkiye’nin paramiliter güçler ile birlikte 20 Ocak 2018 tarihinde Kuzey ve Doğu Suriye kenti Efrîn’e dönük saldırıları nedeniyle binlerce kişi Şehba, Şera ve Şêrava’ya göç etmek zorunda kaldı. Efrîn’in paramiliter güçlerin kontrolüne geçmesi sonrası da göçler devam etti. Şehba, Şera ve Şêrava’ya göç edenler, burada da sık sık Türkiye’nin hava saldırılarıyla hedef alındı. Şam hükümeti ise, yıllardır bölgeye ambargo uygulayarak, ilaç, gıda ve yakıt gibi temel yaşam maddelerinin geçişine izin vermiyor. Kongra Star Koordinasyon üyesi Elif Mihemed, Türkiye saldırıları ve Şam ambargosu nedeniyle insanların yaşadıkları sorunlara dair konuştu.
SALDIRILARA KARŞI DİRENİŞ
Şehba’daki insanların “katliam” ile karşı karşıya olduğunu belirten Mihemed, tüm zorluklara rağmen yerlerini terk etmediklerini ve Efrîn’e dönmek için mücadele verdiklerini ifade etti. Mihemed, Türkiye’nin saldırılarına işaret ederek, “Bu saldırılarla halkın güçsüz, moralsiz, umutsuz olmasını istiyor. Efrîn halkı 72 savaş uçağına karşı günlerce direndi. Halk Şehba, Şêreva ve Şera’daki kamplara geçerek Efrîn’e tekrar dönmek için tüm zorlukları göğüslüyor” dedi.
Gençlerin ve kadınların kamplarda verilen yaşam mücadelesine öncülük ettiğini dile getiren Mihemed, devam eden yaşamın “Osmanlı hayallerini” yaşatmak isteyen Türkiye tarafından dağıtılmak istendiğine işaret etti. Mihemed, “Halklar burada ülkesiz, özgürlüğü olmadan yaşayamayacağını söylüyor. Buradaki halklar, kadını, genci ve yaşlısıyla yüzlerce bedel vermiş. Bu bedeli vermeye devam ediyor. Kadınlar, Şehba’da yok edilmeye karşı ‘jin, jiyan, azadî’ sloganıyla sokaklarda sesini dünyaya duyuruyor. Şehba halkının sesi dünyaya ulaşacak, AKP-MHP’nin kirli politikalarını sonlandırıp, işgal ettikleri topraklarımızdan çıkaracağız” ifadelerini kullandı. Mihemed, karşı karşıya kaldıkları ambargo ve saldırıları PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fikir ve düşünceleriyle kıracaklarını kaydetti.
KIŞ MEVSİMİ ZORLUKLARI ARTTIRDI
Efrîn’den göç ettikten sonra yerleştikleri Şehba’da yaklaşık 5 yıldır ambargoyla karşı karşıya olduklarını belirten Mihemed, bu ambargonun 2 aydır daha da yoğunlaştığını aktardı. Mihemed, “Kamplardaki 30 bin kişi, bu ambargo altında yaşamını zorlu şartlarda idame ediyor” dedi. Soğuk havaların başlamasıyla ambargonun daha fazla insanları etkilediğine dikkati çeken Mihemed, özellikle yiyecek ve ilaç sıkıntısı olduğunu aktardı. Mihemed, sorunları en aza indirmek için 5 kampta komun ve meclisler oluşturduklarını belirtti. Mihemed, yaşadıkları sorunların giderilmesi için insan, çocuk ve kadın haklarını savunan örgütlerden destek verilmemesini de eleştirdi.
GAZ VE MAZOT AMBARGOSU
Mihemed, kamplara dönük ambargoyla halkın iradesinin kırılmaya çalışıldığına işaret ederek, gaz, mazot ve ilaç ambargosunun yaşlı ve hastaları zorladığını ifade etti. Mihemed, “Bu kesinti ve ambargo nedeniyle kamplarda kurulan okullarda çocuklar 1 aydır eğitim göremiyor. İçeride vahşi bir ambargo ile karşı karşıyayız. Gaz, mazot, ilaç noktasında büyük sıkıntılar çekiliyor” dedi. Soğuğa ve kışa rağmen direnmekten vazgeçmeyeceklerini ifade ede Mihemed, şu çağrıda bulundu: “Kadın, ekoloji, çocuk, insan haklarını savunanlar, bu katliam ve ölümlere karşı çıkmalı.”
Müjdat Can / MA
