Mor Dayanışma Üyesi Deniz Uslu, kadın mücadelesinin 2020 yılına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 2020 yılının son iki günde işlenen kadın cinayetlerine bakarak, kadınlar açısından geride kalan yılın özetinin ortaya konulduğunu dile getiren Uslu, “Türkiye’de kadın cinayetleri artıyor. Kadınlar tanıdıkları ya da tanımadıkları erkekler tarafından öldürülüyor” dedi. Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi sürecinin, en çok kadınları olumsuz etkilediğini söyleyen Uslu, “Herkesin salgına karşı korunduğu evlerde, kadınlar şiddete uğradı. Pek çok kadın güvendikleri evlerde öldürüldüler. Evlerde işlenen şiddetin toplumun bakışı nedeniyle görünmez olduğunu biliyoruz. Bu yüzden kadın hareketi olarak evlerin ne kadar güvenli olduğunun sorgulanmasını savunduğumuz bir dönemi geçirdik” diye belirtti.
KADINLAR GÜVENCESİZ ALANLARDA ÇALIŞIYOR
Türkiye’de istihdam alanında düşük olan kadın sayısının, pandemi döneminde daha da azaldığını ifade eden Uslu, kadın işsizlik oranı artarken, diğer yandan da kadınların güvencesiz alanlarda çalışmak zorunda kaldıklarını belirtti.
İKTİDAR CİNAYETLERİ ÖNLEMİYOR
Türkiye’de kadına yönelik şiddeti ve cinayetleri önleyecek bir bakış açısının olmadığını anlatan Uslu, iktidarın anneliği, kocaya ya da babaya itaati kutsayan bir anlayışı olduğunu söyledi. Pandemi döneminde çıkarılan infaz yasasına değinen Uslu, kadına yönelik suç işleyen kişilerin çıkıp, tekrar benzer suçlar işlediklerini ifade etti. Uslu, “İnfaz yasasına olan kaygılarımız gerçek oldu. Erkekler, ‘yarım bıraktığım işi tamamlamaya geldim’ diyerek kadınlara şiddet uygulamaya devam etti” dedi.
SÖZLEŞME KAZANIMLARIMIZ İÇİN HEDEF ALINDI
“2020 yılının en çok tartışılan gündemlerinden birinin de İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik iktidar çevrelerince hedef alınmasıydı” diyen Uslu, sözlerine şöyle devam etti: “Nahide Opuz defalarca korunma talebinde bulunduğu halde korunmadığı için AİHM’e başvurmuş ve Türkiye’yi mahkum ettirmişti. Bu davanın ardından Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nin ilk imzacılarından biri oldu. Gelinen noktada ise iktidar çevreleri, sözleşmeyi hedef alıyor. Bunun arkasında elbette sözleşmenin, kadınların kazanımlarını içeriyor olmasıydı. Başta kadına yönelik suçlarda yargılama süreçlerine getirilen yükümlülükler olmak üzere ve şiddeti baştan engelleyecek maddeleri içermesinden kaynaklandığını biliyoruz. Kadın mücadelesi İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik her türlü saldırının karşısında önemli bir mücadele örneği göstererek saldırıyı savuşturdu.”
İFŞALAR HAREKETE GÜÇ KATTI
Son dönemde sosyal medyadan kadınların ifşa hikayeleriyle dayanışmanın yükseldiğini anlatan Uslu, “Sosyal medyanın aynı zamanda kadınlar için örgütlenme merkezleri haline geldi. Şule Çet davası, kadınların mücadelesiyle aydınlatıldı ve failler müebbet cezası aldı” dedi.
KARANLIK TABLOYA MAHKUM DEĞİLİZ
Bütçe görüşmelerinde kadınların sorunlarının görüşülmediğini, asgari ücret belirlenirken başta vergiler olmak üzere hayat enflasyonun doğru değerlendirilmediğini, kadınların sorunlarının devam ettiğini söyleyen Uslu, “Kadınların öfkeleri de bitmedi. Kadınların tüm yaşadıkları sorunları giderecek gücü var. Fakat bu gücün daha fazla dayanışmaya ve örgütlenmeye ihtiyacı var. Şiddetin nereden geleceği belli değilken, failin kim olacağı belli değilken, bizlere dayatılan bu karanlık tabloya mahkum değiliz. 2021’e girerken, heybemize bu öfkeyi, umudu, gücü alarak girmemiz gerekiyor” diye konuştu.
MA